29 Aralık 2017 Cuma

Adını Sen Koy Dizisinde Neler Oluyor? + Mutlu Haber


Adını Sen Koy izleyicileri (buna bende dahilim) artık Zehra ve Ömer'in mutlu olmasını istiyor,
1.sezon da Ömer Kervancıoğlu, Zorba Ömer olarak izlemiştik, 
Çiftimiz bugünlere hiç kolay gelmedi,ne badireler atlatarak Zehra ile Ömer'in birbirlerine aşık olduklarını ve 1.sezonun sonunda da arabada uçurum kenarindayken Ömer'in Zehra'ya itirafı
gelmişti "Seni seviyorum,Seni çok seviyorum Zehra" demişti ve Zehra'da 1 sezon boyunca o,zorba
dediği ağzından Ömer adını duymadığımız kocasına,sonra aşık olunca sezon sonunda Ömer'in bu itirafına karşılık titrek bir ses ile "Ömer" diyip sezon bitmişti.

2.sezona geçtik,heh çiftimiz mutlu olacak nihayet derken,Sevgili senaristimiz Nazmiye Yılmaz
çiftimize huzur vermemekte kararlı olduğunu görüyoruz,
Salim amca her şeyi öğrenmiş ve Ömer zengin diye ona güvenmediği için
kızıyla boşanmasını istesede,Ömer pes etmemiş ve Zehra'yı ne kadar sevdiğini Salim'e kanıtlayarak 
Salim'in onayını almıştı,Salim amca bir şart ile izin vermişti o da kızı o evden telli duvaklı 
çıkacak, ama her şeyden önce adını sanını duymadığımız bunca yıldır arayıp sormamış
köyde yaşayan halasının onayı gerekiyordur,çiftimiz köyde bir kaç gün kalarak Ömer sınavını
halayada vermiştir ve onayı nihayet almıştır ama Zehra'nın aslında babası olarak bildiği Salim'in
aslında dayısı olduğunu öğrenmiştir,hala Zehra'nın annesinin hikayesini Ömer'e anlatır ama
kimseye de söylememesini söyler,neyse efendim işte Ömer Salim'e gider onunla konuşur
ama Zehra'ya tek kelime etmez vs Düğün hazırlıkları sırasında Zehra'nın diğer halası ve
kuzeni yılan Canan gelir vs vs uzatmayayım

Çiftimiz Ayşe'den gizli saklı düğün yaparlar mahallede,en büyük destekçileri ise ilk yardım Cevriye
hanım ve Şükran hanım teyze :) düğün olur biter Ömer kız evindeyken Sabah ile Zehra'nın
konuşmasını duyar "Para için sevmediğin biriyle bir ömür geçirmek o kadar zor ki,para için sevmediğin hatta nefret ettiğin biri ile buna katlanmak..." Ömer bunu duyar ve lafın sonunu dinlemeden kapıdan ayrılır,halbuki lafın sonunda Zehra ilk başlarda Ömer'i sevmiyorken ki
durumdan bahsediyordu ve sonra Ömer'e ne kadar deliler gibi aşık olduğunu onu tanıdıkça ne kadar çok sevdiğini,onun için hiç düşünmeden canını verebileceğini falan söylüyordu.

Ömer her şeyi yanlış anlayınca telefonda biriyle konuşur ve Zehra'nın Canan'ı Çetin belasından
kurtarmak için aldığı ortak hesaptan parayı öğrenmiş ve Zehra'nın onunla para için
evlendiğini düşünüp düğün gecelerini konağa odalarına gidince zehir etmişti.

Ömer ve Ayşe'nin gerçek annesi onlar küçükken,Ömer,babasının çalışma odasında anne babasının konuşmasına şahit olmuş ve annesinin para yüzünden babasını ve kardeşiyle kendisini terk ettiğini
öğrenmişti.Doğal olarak Zehra'nında onunla para için evlendiğini aslında kendisini hiç
sevmediğini düşünüyordur (düşünüyordur diyorum çünkü hala düşünüyor),
Zehra ne olursa olsun gurursuz gibi Ömer Zorba Ömer'e dönüşüp ona eziyet etsede 
kocasını kolluyordur,ona iyi davranıyordur ve Ömer'in ona neden öyle davrandığını çözmeye
çalışıyordur,ara sıra aşık Ömer'i görsek de Ömer hala tramvasının etkisindedir.

yetmiyormuş gibi birde Ayşe ve Ömer'in mendebur,lanet,sevimsiz,burnu kafdağında olan
herkese tepeden bakan,hiç ama hiç tontiş olmayan babannesi Bahşende hanım gelir,
Zehra'yı beğenmez kenar mahalle kızı olarak görür,evde ki herkesi ezikler,birde konağa
yerleşti,amacı Zehra ve Ömer'i ayırmak.


Birde Zehra Ömer'i kurtarmak için mafya'ya bulaştı,
para kaptırdı,şirkete polis geldi evrakları inceledi,
bugünkü bölümde de mafyayla iş birliği gibi görünen durumdan dolayı 
Zehra şüpheli olarak nezarethaneye giriyor,Ömer'de onu ziyeret ediyor
"ben hep senin yanındayım" diyor. 
154.bölüm de Ömer benzer bir iftiradan nezarete girmişti ve Zehra onu ziyaret ederek
sözleriyle ona destek olmuş gerçeğin ortaya çıkması için Ömer'in suçsuz olduğunu kanıtlamak için var gücüyle çabalamıştı ve sonunda çıkmıştı.
şimdi de 250.bölüm de Zehra nezarethaneye giriyor,bu sefer Ömer Zehra'yı nezarethanede
ziyeret ediyor ve ona sözleriyle destek oluyor (sahne tekerrür ediyor kısacası),
bakalım Ömer Zehra'yı aklamak için neler yapacak. Neyse çok uzatmadan.

Sevgili Senarist artık Allah aşkına işlenecek o kadar çok konu varken neden Ömer ve Zehra'nın
aşklarını yaşamalarına mutlu olmalarına izin vermiyorsun?
lütfen rica ediciğim 2.sezonda çiftimizi rahat bırak huzur ver biraz,
ayrıca hala Ömer ve Zehra'nın uçurumdan kurtulma sahnesini yazmadın,bir flashback olarak
artık istiyoruz onu,ben yaz boyunca acaba nasıl kurtulacaklar diye merak ederek geçirdim,unutmam,
yazınız en kısa sürece lütfen.



Eveeeet gelelim  mutlu habereeee,Adını Sen Koy izleyicilerin geçen sezondan beri birbirlerine
 çok yakıştırdığı,keşke gerçek hayatta da çıksalar dediği tescilli yakışıklı ve güzel başrol
oyuncularımız Hazal Subaşı ( Zehra ) ve Erkan Meriç ( Ömer ) resmen gerçek hayatta 
artık çıktıkları sevgili oldukları onaylandı,bir derginin kapak çekiminde "bir dizi aşkı daha gerçek oldu" başlığı ile Hazal ve Erkan'ın resmen çıktıklarının haberini verdi,çiftimiz
ocak ayında çıkacak o dergiye de ropörtaj verdi, Hazal ve Erkan " ÇOK MUTLUYUZ,BİRBİRİMİZLE VAKİT GEÇİRMEKTEN ÇOK KEYİF ALIYORUZ" dedi :D

haberi alan sevenleri mutluluktan adeta havalara uçtu :D

Çiftimize bir ömür mutluluklar dileriz ASK ailesi ve Erkan Meriç,Hazal Subaşı sevenler olarak,
inşAllah düğünlerini hatta çocukarınıda görürüz,hep mutlu olsunlar inşAllah. Amin. :D

Bu kısa Video'yu da ben yaptım :D

Link: http://www.dailymotion.com/video/x6ce1t4





21 Ekim 2017 Cumartesi

Super Junior SS5 Tayland Kapanış Konuşması & Haylazlıkları




Haydi Super Junior'ın (Krallar) comeback yapana kadar (6 kasım 2017)
yani yeni albüm gelene kadar biraz nostalji yapıp eğlenelim :D


Super Show konserlerinde üyelerimizin nasıl eğlenip ELF'leri eğlendirdiğini her  ELF bilir,
bu yüzden çok uzatmadan...

 (Super Show 5) Tayland Kapanış Konuşmasında
üyelerimizin yine muzipliklerini izleyelim.

  'nin ELF'leri şakayla azarlaması,
'un haylazlığı :D ve diğer üyelerimizin yaramazlıkları...

SuperJunior'ın mükemmelliği ile hergün tekrar tekrar üyelerimize aşık oluyoruz.

 : Son zamanlarda bakıyorumda bizi çok aldatıyorsunuz birkaç kişiyi gördüm, 
:bizi kiminle aldatıyorlar?
: daha konuşmayacağm, kızarım sonra,yapışırım size bırakmam,benimsiniz siz (ELF )

: sadece şunu söylemek istiyorum Aptallar :D (Tai dilinde sevimli demekmiş),
biz hariç herkes aptal :D


: ah şu ilerdeki kim? Aşkım cho Kyuhyun mu yoksa? Aşkım cho kyuhyunmuş,gel burayaaa sen benimsiiin :D

Ve daha fazlası bu linkte: https://www.youtube.com/watch?v=LNTwcQ0RdME
iyi eğlenceler iyi seyirler...Çeviren arkadaşın eline emeğine sağlık yeniden :D




22 Eylül 2017 Cuma

Listen To My Heart ( Kalbimi Dinle )


Listen To My Heart (Kalbimi dinle) TANITIM



1.60 boyunda bir modacı,5 yıl öncesine kadar hiç kimse onun bir baltaya sap olamıyacağına inanıyordu,lakabı tıfıl modacı,boyundan dolayı ve hiç topuklu ayakkabı giymemesinden dolayı bu lakabı almıştır,tapuklu ayakkabıların insana eziyet olarak üretildiğine inanmaktadır. 
 Elif Güneş. 


 1.78 boyunda ünlü bir star,tırnaklarıyla kazıyarak bir şeyleri başarmış,bir sürü zorluğun üstesinden geçerek /aşarak şuan ki konumuna gelmiş bir ünlü,ve bu iki kişinin ortak özelliği inatçılık ve
 "üşenme erteleme asla vazgeçme" felsefesi.
Sahne adı Super Star,gerçek adı Deniz Kaya. 

 Ve bu ikiliyi bir araya getirecek olan ortak bir dost... 
kısa film tadında bir senaryoya hazır mısınız? 
 Listen to my heart (kalbimi dinle) çok yakında sizlerler. coming soon... :)










Listen To My Heart (Kalbimi Dinle)
Film Tadında...





Elif'in ağzından...

saat sabahın 9'u ve Atatürk havaalanında check in sırası
bekliyorum,istikamet Güney Kore,hiç bilmediğim ve görmediğim
sadece internetten ve dizilerden gördüğüm bir ülke'nin moda haftası
için gidiyorum,Asistanım Damla trafiğe takıldığı için
uçağa yetişmesini umuyorum.

-Elif: alo neredesin damla,uçak kalkacak neredeyse

-Damla: Elif hanım yetişmeye çalışırken arabayla kaza yaptım
polis gelecek tutanak tutulacak,sanırım siz yanlız gitmek
zorunda kalacaksınız Kore'ye.

-Elif: Ne!! Elif ne yap et uçağa yetiş,ben Korece falan bilmem
ayrıca beni asiste etmen gerekicek

-Damla: Elif hanım elimden geleni yapacağım ama eğer yetişemezsem
elimden bir şey gelmez.

-Elif: eğer ki yetişemezsen,Istanbula geldiğimde benimde elimden 
bir şey gelmez.


SS şirketi...1 gün önce...

-Deniz: beni istemişsiniz başkanım 

-Sinan Akyol: öncelikle seni tebrik ederim Kore uluslarası müzik
ödüllerinde en iyi albüm katogarisinde adaysın

-Deniz: nasıl yani? ne alaka ki Kore

-Başkan Sinan: sadece Türk hayranların yok,Koreli hayranlarında var
ve Koreli yetkililer internette yaptıkları anketle
senin Aday olmanı sağlamışlar

-Deniz: Yani?

-Başkan Sinan: yanisi şu,hazırlan menajerin ile Kore'ye gidiyorsun
hemde yarın sabah 10 uçağı ile. 

-Deniz: ama başkanım bu çok ani olmadı mı?

-Başkan Sinan: biraz Tv izle sosyal medyada takıl fanlarına
bir şeyler yaz,her bir şeyden bir habersin,kaç gündür medyada
haber kaynıyor bu konuda

-Deniz: pekala başka birşey yoksa prova odasına geçiyorum.

-Başkan Sinan: he bir şey daha var,dansın show gösterilerin iyi ama
Kore'ye gittiğinde Koreli müzik gruplarının gösterilerini dikkatli 
izle onlar bu işin erbabı unutma,birde ödül töreninin Kore'nin tadını
çıkart ;)

-Deniz: tamam,arabayla yada otobüsle falan gidilmiyormu oraya

-Başkan Sinan: hayır malesef uçakla ulaşım sağlamak zorundasın,
şimdi provana gidebilirsin 


Sabah 9 Atatürk havaalanı...

Deniz ve Elif check in sırası beklerken sıra Deniz'e gelmişti ki
arkasında duran hamile kadının sancısı tutar ve sırasını
hamile kadına verir ve görevlilerden yardım istemek için 
sıradan çıkar,kadını hemen geçiren görevliler sağlık görevlilerini
çağırır ve müdehale edilir,Deniz tekrar sıraya döner,
Elif o sırada sürekli damlayı arıyordur.

Elif Damla'ya sesli mesaj bırakır "Sen bittin Damla,eğer gelemiyorsan
beni asiste edecek korece bilen birini bul ve yolla"

-Elif: Efendim anne,hayır uçak kalkmadı,dedim ya gelmenize gerek yok
basın her yerden çıkabilir,tamam varınca ararım,kendine iyi bak.


Deniz ünlü olduğu için basına yakalanmamak için gözlük ve şapka
takmayı tercih etmiştir ve tüm karizmatikliği ve yakışıklılığı 
ile uçağa doğru yürüyordur.

Elif sade giyinmiş ve o da şapka takmıştır ama ne kadar sade
giyinmiş olsada bir  modacı olarak ne giyse yakışan bir güzeldir.

Deniz ve Elif bussines class'da yanyana oturmak zorunda kalmışlardır
çünkü Deniz'in menajeri ekonomi koltuğundan yer ayırtmıştır kendine,
Elif'in asistanıda tesadüfen deniz'in yanına bilet almıştır.

uçak kalkmak üzeredir,Deniz ise uçakların o kalkış iniş ve
tribulans anlarında ödü kopuyordur ama bunu hiç bir fanı ve arkadaşı
bilmiyordur,hostes uçak kalkmadan hemen önce uyarılarını yaparken
Deniz boncuk boncuk terliyordur,Elif bunu farker.

-Elif: iyi misiniz?

-Deniz: i i iyiyim

-Elif: iyi görünmüyorsunuz ama,su falan ister misiniz?

-Deniz: siz kendi işinize bakarmısınız?

-Elif: korkuyorsanız eğer...

-Deniz: korkmuyorum neden korkacakmışım

-Elif: peki siz bilirsiniz


Uçak kalkınca artık yolculuk başlamıştır,Deniz i pad'inden birşeyler
izlerken Elif'de Sümeyye Akarçay'ın kitabı olan Hayatın Ruhu'nu 
okuyordur,aradan bir saat geçmiştir,Deniz'in canı sıkılmış ve 
i pad'ı kapatmıştır,bir süre camdan manzarayı izlemekte onu 
kesmemiştir,önünde ki dergileri karıştırır yine sıkıntısını geçiremez,
Elif kitaba öyle dalmıştır ki yanında oturan adamın o hallerini
görmez bile,uçağın hava boşluğuna girmesiyle Deniz ani bir refleks
ile Elif'in elini tutar,Elif'in kitaba konsantresi bozulur

-Elif: ne yapıyorsunuz beyfendi?

-Deniz: pardon kusura bakmayın,farketmeden oldu

-Elif: uçak sadece hava boşluğuna girdi,sakin olun

-Deniz: 11 saat uçakta nasıl geçecek bilmiyorum

-Elif: kitap okuyun geçer

-Deniz: kitap okumayı pek sevmem,zaten vaktimde yok

-Elif: insan isterse kitap okumak için her zaman vakit bulur

-Deniz: öğretmen falan mısınız?

-Elif: kitap okumak için öğretmen olmaya gerek yok :)

-Deniz: sizin okuduğunuz kitap nasıl peki?

-Elif: "Karanlığın içine ay gibi doğan bir aşkın hikayesi"
Kara Ruhlu Ömer ve Hayat dolu inatçı Hayat Tanber'in hikayesi,
okumanızı tavsiye ederim,hatta buyrun siz okuyun hem uçak korkunuzuda
unutmuş olursunuz.

-Deniz: ben korkmuyorum hanımefendi

-Elif: hı hı tamam,buyrun siz okuyun

-Deniz: ama siz okuyordunuz

-Elif: benim o kitabı ikinci okuyuşum ve

Elif çantasından bir kitap daha çıkartır Deniz'e gösterir
"Bende bunu okuyacağım" :) der.

Deniz hafif gülümser ve çaresizce kitabı alır ve okumaya başlar,
Deniz kitabı okurken Elif'in dikkatini Deniz'in kitabı okurken
yaptığı mimikleri çeker ve istemsizce güler.


yemek servisi yapılır Deniz ve Elif yemeklerini yerler 
hemen tekrar kitaba gömülürler,bir süre sonra ikiside uykuya dalarlar


Incheon havaalanı...

-Deniz: teşekkür ederim,gerçi adınızı hala bilmiyorum ama

-Elif: rica ederim ben Elif

-Deniz: bende Deniz,çok memnun oldum,ah unutmadan kitabınız

-Elif: henüz bitirmediniz,bu yüzden size hediyem olsun Deniz bey.
hoşçakalın

Deniz'in Koreli fanları havaalanına saatler öncesinden gelmişlerdir
çünkü Başkan Sinan şirketin resmi hesabından fanlara hem ingilizce
hemde Türkçe açıklama yazmış uçağın havaalanına iniş saatini söylemiştir.
Koreli fanların kalabalığına şaşıran Deniz fanları ile ezilmeden
bir kaç resim çekilip koruma eşliğinde havaalanından ayrılıp oteline 
gider. 

Diğer yandan ise 
Elif Deniz ve onun menajerinin yanından ayrılmıştır
ne yapacağını bilemez ve ingilizcesiyle bir kaç gün bu ülkede
derdini anlatmak durumunda kalacaktır.
atlar bir taksiye ve Haru oteline doğru yola çıkar,
yolda annesini arar ve vardığını bildirir ve otele yerleşir.


Elif de Deniz'de ayrı otellerde kalıyordur,ikiside bir kaç saat
dinlenmenin ardından işlerine koyulurlar,Deniz ödül törenine daha
saatler olduğunu bildiği için menajeri ile birlikte Seul caddelerini
sokaklarını ve pazarlarını turlarken Elif de hazırlanıp defilenin
olduğu mekana gider ama her ülkede olduğu gibi turistleri kazıklamaya
meraklı bir Ahjusshi'ye denk gelir,adamla ingilizce tartışmaya
başlayan Elif'i taksi bekleyen Lee Yoo Mi farkedip yanlarına gider
ingilizce konuşarak önce Elif'i dinleyen yoo mi,adama dönerek
Korece bu yaptığının suç olduğunu eğer müşteriye parasını
vermese ilerde ki polisi çağıracağını söyler,adam basar gaza gider
ama yoo mi taksinin plakasını almıştır ve Elif ile en yakın polis 
karakoluna gider şikayetçi olurlar.

Elif Yoo Mi'ye teşekkür eder ve kısa bir süre içinde de adam 
yakalanır,taksici Elif'e parasını geri verir ve Elif de şikayetinden
vazgeçer,Elif Yoo Mi'ye bu iyiliği için teşekkür etsede içi
rahat etmemiştir ve onu gideceği defileye davet eder,
Yoo Mi daveti kabul eder çünkü modaya ilgisi vardır,

Yoo Mi ve Elif yolda yürürken ingilizce sohbet ederler

-Elif: evet aslında asistanımla gelecektim ama o kaza yapınca
malesef tek gelmek zorunda kaldım,Korecede bilmiyorum Kore'yide
bilmiyorum,bir kaç gün idare edeceğim işte,demek moda tasarımı
okuyorsun,çok güzel

-Yoo Mi: Evet son sınıf öğrencisiyim,demek bir kaç gün daha buradasın
unni,biliyormusun bende bir kere istanbula gelmiştim tek başıma
şuan ne hissettiğini anlayabiliyorum :)
sen gerçekten modacımısın unni?

-Elif: evet bir ara sana tasarımlarımı gösteririm,Haru otelinde
kalıyorum istediğin zaman gelip sohbet edebiliriz ve tasarımlarımı
gösteririm sana. bu arada unni ne demek neden bana unni diyorsun?

-Yoo Mi: Unni abla demek,korede bırak yaşı bir kaç ay bile büyük
kızlara abla denir bu yüzden

-Elif: Anladım :) sanırım burası geldik,hadi içeri geçelim


Elif ve Yoo Mi defileyi izlerler,Yoo Mi Elif'i çok sevmiştir
Elif de Yoo Mi'yi sevmiştir bu yüzden birbirlerine telefonlarını
verirler ve defile bittikten sonra ayrılırlar
Elif biraz Seul'ü gezer ve Namsan Kulesini biraz Galata kulesine
benzetir ve merak edip kuleye çıkar.


Deniz ise otele geri dönüp üstünü değiştirip hazırlanmıştır ve 
Ödül törenine doğru yola çıkmıştır,Deniz Smokin giymiş ve gayet
yakışıklı görünüyordur her zaman ki gibi,kırmızı halıya geldiğinde
fanlar Deniz Deniz diye tezahurat ederken Deniz el sallayıp
birde onlara eğilerek selam verir ve MC Deniz'i konuşturur


-MC Leeteuk: oo şu gelen Deniz Kaya değil mi?

-MC Kangin: evet Türkiye'den Deniz Kaya,Aigoo yine yakışıklı
bir arkadaş dimi Leeteuk-shi

-MC Leeteuk: evet ayrıca başarılı bir şarkıcı kendisi

-MC Kangin: kesinlikle,o halde kendisine hoşgeldin diyelim

-MC Leeteuk: Hoşgeldin Deniz Kaya, Kore'ye ilk gelişiniz,
fanlarınız sizi havaalanında
karşıladı neler hissettiniz?

-Deniz: şok oldum,ve heyecanlandım,
bu kadar fanımın olduğunu ve bu kadar sevildiğimi
bilmiyordum,kardeş ülkemize geldiğim için çok mutluyum,çok fazla
gezme fırsatım olmadı ama Kore gerçekten çok güzel bir yer

-MC Leeteuk: peki Kore uluslararası müzik ödüllerinde 
en iyi albüm katogarisinde adaysın bu konuda düşüncelerin neler?

-Deniz: çok heyecanlıyım beni oylarıyla aday gösteren tüm fanlarıma
teşekkür ederim,iyiki varlar,onlar için sürprizlerim olacak ilerde

-MC Kangin: pekala bizde teşekkür ederiz içeride görüşürüz :)

-MC Leeteuk: şu gelen Kang Soo Ra değil mi wooow! yine çok güzel

-MC Kangin: Siwon ile yeni bir diziye başladılar dimi

-MC Leeteuk: evet umarım güzel bir dizi olur

-MC Kangin: Hoşgeldin Kang Soo Ra yine çok şıksın

-Kang Soo Ra: teşekkür ederim Kangin

-Mc Leeteuk: sende mi bugün bir katagoride adaysın yoksa

-Kang Soo Ra: hayır bugün ben ödül vereceğim ve töreni izleyeceğim

-Mc Kangin: eşine bir şeyler söylemek istermisiniz MC Leeteuk?

-Mc Leeteuk: yobu (hayatım) törenin tadını çıkart :D
içeride görüşürüz :D

-Kang Soo Ra: tamam,sonra görüşürüz kayınbiraderim :D

-Mc Kangin: hahahahaaaaa görüşürüz yenge,evet konuklarımız gelmeye
devam ediyor,wow wow wow gelen kişi K2 ve Healer değil mi?

-MC Leeteuk: hoşgeldin Ji Chang Wook

-Ji Chang Wook: hoşbuldum hyung...


Ödül töreni BTS,SNSD,RED WELVET,SUPER JUNİOR,INFİNİTE,2PM,FTISLAND
ve bir sürü sanatçının ara ara performanslarıyla sürerken sıra
en iyi albüm katagorisinde adaylardan biri olan Deniz Kaya'ya
gelmiştir,Deniz heyecanlıdır ekranda adaylar gösterilmiştir
Kang Soo Ra & Gong Myung kazananı açıklayıp ödülü vermek için
sahneye gelirler

-Gong Myung: Herkese merhaba ben Gong Myung

-Kang Soo Ra: Merhaba ben Kang Soo Ra,aslında arkada adaylar
açıklanırken kalbim yerinden çıkacak gibiydi

-Gong Myung: Neden Soo Ra-shi?

-Soo Ra: çünkü bugün bu sahnedeyiz,ve ödül vereceğiz,bu yüzden
çok heyecanlıyım

-Gong Myung: Farkettim de Leeteuk-shi sürekli sana sakin ol
başarabilirsin gibi hareketler yapıyor,Hyung bugün Soo Ra ile
uyumlu giyinmişsin

-Soo Ra: teşekkür ederim Gong Myung,sende çok şıksın

Gong Myung ve Soo Ra biraz espiri yaptıktan sonra kazananı
açıklarlar


-Soo Ra: şimdi uluslararası en iyi yabancı albüm katogarisinin
kazananını açıklamada...

-Gong Myung ve Soo Ra: Bu yıl Uluslararası en iyi yabancı albüm
katagorisinin kazananı... Deniz Kaya,Türkiye'den...Tebrik ederiz


-Deniz Kaya: Merhaba,sizlere Türkiyeden selam getirdim,
kardeş ülkemizde aday olmaktan,
burada bu güzel ülkeden ödül almaktan çok mutluyum,
beni bu ödüle layık gören başta tüm fanlarım olmak üzere herkese
teşekkür ederim,bugün burada inanılmaz gösteriler izledim,
inanılmaz performanslar izledim ve çok etkilendim,harikasınız,
artık çok sık bu güzel ülkeye geleceğim,benim güzel fanlarım
tekrar teşekkür ederim,sizleri seviyorum

Deniz sizi seviyorum'u korece söyleyip elleriyle kalp yapmıştır
ve sahneden iner,ödül töreni bittiğinde Deniz Koreli ünlülerle 
ve fanlarıyla resim çektirir selfie yapar ve sosyal medya
hesabına koyar oteline döner


Elif Namsan Tower'a çıkar ve o büyülü manzarayı izler
resim çeker ve Instagram hesabına yükler,yakın arkadaşı
Sultan arar

-Elif: Sultan?

-Sultan: inanmıyorum kızım nerelerdesin sen?
Kore'ye gittin ve Namsan Kulesindesin öyle mi?

-Elif: evet,Kore moda haftası için geldim yarından sonra dönüyorum
sen nerelerdesin?

-Sultan: ben istanbuldayım sen beni bırakta Super Junior'ı gördün mü
onu söyle,gittin mi SM binasının önüne? Siwon'dan imza aldın mı?
kızım anlatsana?

-Elif: Sultan bir nefes al,deli kız o dediklerini tanımıyorum ki

-Sultan: o kadar anlattım ya sana unuttun mu,bak sakın Siwon'a bir
Super Junior albümü imzalatmadan gelme,gerçekten konuşmam seninle

-Elif: e sen gel kendin imzalat

-Sultan: Ünlü olan ben değilim yanlız,ünlülerin ünlülere ulaşması 
daha kolay,bu arda beğendin mi Kore'yi?

-Elif: çok güzel gerçekten çok beğendim ama bir sorunum var
Korece bilmiyorum

-Sultan: tercüman olarak beni çağırsaydın ya hahahaaaa
neyse Koreli bir turist çift buldum onlarla pratik yapıyordum,
Korede olduğunu görünce dayanamadım arayayım dedim.

-Elif: tamam buradan bir şey istiyormusun?

-Sultan: ne istediğimi söyledim,Super Junior ve Siwon'dan bir albüm
imzası,istanbulda görüşürüz


Elif'in ağzından...

ertesi gün ilk işim canım arkadaşım Sultan'ın özel isteğini
yerine getirmeye çalışmak oldu,sabah erkenden kalktım yürüyüşümü
ve kahvaltımı yapıp Yoo Mi'yi aradım eğer müsaitse SM binasını
bulmamda yardımcı olması için,beni kırmadı ve SM binasına
götürdü,Koreli gruplar pek bilmiyorum Sultan her ne kadar
izle dinle diye başımın etini yesede çalışmaktan vaktim bile
kalmıyordu dizi film izlemeye,Yoo Mi SM binasına giderken
bir yandan da SM şirketinde K-pop gruplarını anlatıyor ve
gösteriyordu internetten resimlerini

-Yoo Mi: Unni(abla) SM şirketinin binası burası

-Elif: Yoo Mi bu insanlar kim neden bekliyorlar burada?

-Yoo Mi: Unni bunlar burada çalışan K-pop gruplarının fanları,
sevdikleri ünlüleri görebilmek için bekliyorlar

-Elif: bunların okulları işleri falan yok mu?

-Yoo Mi: :D unni tabi ki var ama okulu olanlar çoğu zaman
okulu ekiyor,işi olanlarda izin falan alıyorlar

-Elif: Allah akıl fikir versin ne diyeyim

-Yoo Mi: onlarda sevgilerini böyle ifade ediyorlar hatta
destekledikleri sevdikleri ünlüler mutlu oluyor onları gördükçe,
Unni şirkete girmek kolay değil,sıkı bir güvenliği var
ve gruplar genelde toplantı yada pratik odasında dans pratiği
yapıyorlar,nasıl girmeyi düşünüyorsun?

-Elif: bilmiyorum,rica etsek 

-Yoo Mi: bence SM başkanı ile konuşmak için Ünlü kimliğini
kullanalım

-Elif: deneyelim bakalım

Elif Yoo Mi'nin yardımı ile güvenlik görevlisini ikna eder
ve SM başkanının yanına çıkar,ama başkana Siwon'dan imza almak
için binaya girebilmek için sizinle görüşüyorum diyemeyeceği için
SM başkanının odasına çıkana kadar bir şeyler düşünür
kapıyı çalar ve güvenlik görevlisi Elif ile Yoo Mi odaya
girince işinin başına geri döner.


-Lee Soo Man: Buyrun Türkiye'den geliyormuşsunuz modacıymışsınız
benimle ne görüşmek istiyordunuz?

-Elif: Yoo Mi şimdi ne diyorsam aynısını Koreceye çevir olur mu?
(Elif bunu Türkçe söylemiştir)

-Yoo Mi: tamam 

-Elif: Ben Elif Güneş,Şirketinizde ki Super Junior grubunun
3 aylık sahne kostümlerini Güneş Moda imzalı olarak
sponsor olmak istiyorum

-Lee Soo Man: peki bunu neden istiyorsunuz? 
nereden geldi bu fikir aklınıza

Elif içinden "Nereden gelecek ah Sultan ah bunların hepsi senin için"
der

-Elif: Türkiye'de o grubun fanları çok fazla,sizcede güzel olmaz mı
böyle bir şey,hem kardeş ülkeyiz,onlara sponsor olmak benim için
bir onurdur,siz bir düşünün bu benim kartım,yarın istanbula
geri dönüyorum,ama sık sık Koreye geleceğim,şimdi siz
düşünün taşının araştırın iyice tartın kararınızı bekliyorum
izninizle...

-Lee Soo Man: tanıştığımıza memnun oldum,müsade sizin,ben
dediğiniz gibi kararımı bildiririm size

Elif ve Yoo Mi odadan çıkınca derin bir nefes alır

-Yoo Mi: Unni sen içeride ciddimiydin?

-Elif: Valla ciddiydim bir anda bu aklıma geldi söyleyiverdim
yoksa bu binadan yaka paça atılırdık,neyse gel şimdi binadan
çıkmadan Siwon denen adamı bulmalıyız,şu albümü imzalatmadan 
istanbula gidersem arkadaşım Sultan beni mahfeder :D

-Yoo Mi: unni çok şanslısın şuan,bak şurada asansör bekleyen
kişi Choi Siwon,Ah yine çok karizmatik.

-Elif: tamam bugün bu iş bitecek,Yoo Mi dediklerimi çevir yine

-Yoo Mi: buna bu sefer gerek yok çünkü kendisi ingilizce biliyor
rahat bir şekilde konuşabilirsin,Elif unni benim derse
yetişmem gerekiyor ben gitsem olur mu?

-Elif: tamam çok teşekkür ederim,Yoo Mi dersten çıktığında otele
gelirmisin seninle önemli bir şey konuşacağım

-Yoo Mi: tamam abla,yalnız acele et siwon pratik odasına gidiyor
olabilir


Elif asansöre yetişir ve biner,siwon'un indiği katta iner
ve elinde americano kahvesi olan siwon'a seslenir

-Elif: Siwon bey bir saniye

-Siwon: buyrun,sizi tanıyor muyum?

-Elif: aslında hayır,Türkiye'de ki sizin bir fanınız için 
buradayım

-Siwon: fanların binaya girmesi yasaktır yoksa gazateci falan mısınız?

-Elif: hayır gazeteci değilim,dediğim gibi sizi seven bir fanınız
için imzanızı alıp gideceğim

-Siwon: pekala adı ne imzayı isteyen kişinin?

-Elif: Sultan

Siwon albüme Sultan için imza atar ve iyi dileklerini korece yazar
Elif başını belaya sokmadan Siwon'a teşekkür eder ve SM binasından
çıkar,Rabbit kafeye gidip orada hem kahve içerken hemde Seul modasıyla
ilgili araştırmalar yapar...


Deniz istanbula dönmek için havaalanına gider ve uçakta
koltuğuna oturduktan sonra çantasından kulaklığını
çıkartmak için çantasını açtığında Elif'in ona okuması için verdiği
hediye ettiği "Hayatın Ruhu" kitabını görür aklına Elif gelir
gülümser ve kitabı okumaya devam eder,Elif'in verdiği kitap 
sayesinde yine yolculuğu iyi geçer ve istanbula ulaşır.


SS şirketi...

SS şirketinin başkanı Sinan Akyol Deniz'i şirkete geldiği gibi
odasına çağırmış ve onu tebrik etmiştir

-Sinan: Koreli fanlarınla ilişkilerini iyi tut ki şirketimiz de
kazansın,bundan sonra sosyal medyayı aktif kullan ve biraz tv izle
anlaştık mı Deniz

-Deniz: vakit buldukça yaparım o dediğinizi ancak

-Sinan: vakit üret ve hallet şu işi,bu arada ödül töreni
nasıldı?

-Deniz: Sinan bey gerçekten inanılmaz mütişti,büyülendim
bu kadar başarılı gruplar görmemiştim,hem görselliği hem sese
hem showlara dansları...mükemmeldi

-Sinan: tamam dediklerimi unutma şimdi git bugün izinlisin
dinlen,yarın toplantı yapacağız.


Deniz evine gidip bir güzel uyku çeker,zira uçak onu mahfetmiştir.
Deniz bir kaç saat dinlendikten sonra telefonu çalar
arayan çok değer verdiği bir büyüyüdür


-Ayla Yılmaz: Tebrik ederimmm seninle gurur duyuyorum Deniz,
Kore'ye gidip ödül almışsın

-Deniz: Ayla abla sen nereden duydun? nasıl öğrendin?

-Ayla: Sinan başkanına söyleyeceğim sana biraz tv magazin falan
izletsin,oğlum dün tüm magazinlerde tv'lerde sosyal medyalarda
haberin çıktı,sıkı çalışmanın zaferi


-Deniz: Alemsin Ayla abla ya,benim magazin takip etme ve
tv izleme gibi bir alışkanlığımın ve vaktimin olmadığını
biliyorsun,ayrıca teşekkür ederim,senin nasihatların hep
aklımın bir köşesinde,hatırlıyormusun bir kaç yıl önce 
bana ne demiştin "Gerçekten istiyorsan o şeyi başarırsın,
eğer hala başaramıyorsan,yeterince istemiyorsundur" demiştin
bu albümü yaparken bir ödül kazanmayı çok istiyordum,çok istedim
ve başardım.

-Ayla: işte bu yüzden seninle gurur duyuyorum,nereye gidersen git
senden kıdemlilerden bir şeyler öğrenmek için iyi gözlem yap

-Deniz: iyi ki varsın Ayla abla

-Ayla: sende iyi ki varsın kuzum,iyi ki yıllar önce seni tanımışım.
ay bak duygulandırdın yine beni,Deniz bak ne diyeceğim
seni aramamın sebebi hem seni tebrik etmek hemde Antalya'da 
bir yardım defilesine davet etmek

-Deniz: Ayla abla ama çok yoğunum biliyorsun

-Ayla: Aşk olsun,hiç mi hatırım yok,hemde yardım defilesi diyorum
çocuklar için,ayrıca 2 aydır yüzünü görmedim özledim,
geliyorsun o kadar


-Deniz: Nasıl yüzümü görmedin 2 aydır,e hani magazinlerde
görüyordun :D


-Ayla: bak birde alay ediyor sıpa,bu cuma geliyorsun o kadar,
kendine dikkat et.görüşürüz.


Deniz asla kıramayacağı Ayla ablasının davetini
mecburen kabul eder,3 gün sonra Antalya'ya uçması gerekecektir
ve Sinan başkanın izin verip vermiyeceğini bile bilmiyordur,
ne yapıp edip o defileye gitmelidir.


2 gün sonra...

Elif de Deniz istanbula döndükten bir gün sonra
dönmüştür...

Elif erkenden uyanıp sabah yürüyüşünü yaptıktan sonra
hazırlanır ve kahvaltısını yapıp önce Güneş moda'nın atölyesine
uğrar sonra etilerde ki büyük mağzasına geçer

-Asistan Damla: hoşgeldiniz Elif hanım,biraz konuşabilir miyiz?

-Elif: seni dinliyorum Damla

-Asistan Damla: Elif hanım gerçekten o gün sizi zor durumda
bırakmak istemedim,otobanda kaza olmuş çok trafik vardı
bende havaalanına yetişeyim diye acele ederken kaza yaptım

-Elif: istanbul trafiğini biliyorsun neden erken çıkmadın?
neden benden önce havaalanında olman gerekirken uçağı
kaçırıyorsun? evden neden erken çıkmıyorsun Damla?
sen benim asistanımsın Damla,asisanım
eğer bir daha böyle bir durum olursa...

-Damla: haklısınız bir daha böyle bir şey olmayacak

-Elif: şimdi işine dönebilirsin

Damla odadan çıkarken Sultan gelir

-Elif: hoşgeldin canım,hayırdır canısı seni hangi rüzgar
attı buraya,hemde sabah 9'da

-Sultan: hoşbuldum Elif'cim hediyemi getirdin mi?

-Elif: SM binasına giremedim,Koreli ünlülere ulaşmak çok zor
üzgünüm Sultan

-Sultan: Nasıl yani Siwon'a albümü imzalatamadın mı?

-Elif: malesef,bu arada ne içersin?

-Sultan: bu haberin üstüne soğuk bir su 

-Elif: tamam be öf üzülme kıyamıyorum sana,halletmeden
gelirmiyim sence,al Siwon imzalı albümünü

-Sultan: şakaydı dimi bunun intikamını alacağım senden
ödüm patladı be,bakim,ayy korece yazmış birde kalp
yapmış canım ya

-Elif: yalnız bunu almak hiç ama hiç kolay olmadı

-Sultan: ee nasıl oldu? nasıl aldın? SM binasına nasıl girdin?
anlatsana

-Elif: Senin için adımı kullandım SM başkanı ile
görüştüm,Super Junior grubunun 3 aylık sahne kostümü sponsor'luğunu
üstlenme teklifini yaptım

-Sultan: oha ciddi misin?

-Elif: daha bitmedi,SM başkanı düşünüp arayacaktı,ama ondan bir şey
çıkmaz,aramaz yani

-Sultan: peki başkan LSM ile ingilizce mi konuştun?
nasıl anlaştın

-Elif: koreli bir kız ile tanıştım ve bana çok yardımcı oldu
ben Türkçe söyledim o Koreceye çevirdi sağolsun,sonra Siwon'u
asansörde yakaladım ve beni muhabir falan sandı,onunla ingilizce
konuştum ve kısacası imzayı aldım,bana adrenalin yaşattın orada


-Sultan: canım arkadaşım teşekkür ederim,e sen orada neden 
Ebru'yu aramadın ki? Kore'de Türk hastaneside hemşirelik
yapıyor,biliyorsun Siwon'un üye olduğu Super Junior grubundan
Donghae ile evli hatta Bada isminde şirin bir kızları var :D

-Elif: ne bileyim aklıma gelmedi,aa bak uzun zamandır konuşmadık da
hadi arayalım,ama Korede akşam şuan rahatsız etmeyelim

-Sultan: ne rahatsızlığı ya,Donghae eniştem bir şey demez,arayalım 

-Elif: Alo Ebru,rahatsız etmiyoruzdur umarım bu saatte

-Sultan: ne rahatsızlığı ayol,Alo Ebru nasılsın kız hayırsız?

-Ebru: a a a bana hayırsız diyenlere bakın,ne kadar uzun süredir
görüşemiyoruz farkında mısınız acaba?

-Elif: haklısın,seni aramamız gerekirdi

-Ebru: sen hiç konuşma seni terlikle Jeju adasına kadar kovalıyacağım  
Instagramda gördüm,Kore'ye geliyorsun ve bana uğramıyorsun
beni özlemediysen yiğeninizi de mi özlemediniz?

-Sultan: kız haklı,nerede o prenses?

-Ebru: odasında babasıyla oynuyordu durun göstereyim,
Bada Elif ve Sultan teyzene merhaba de

-Donghae: merhaba kızlar,hayatım yapmasana şunu :D

-Ebru: hak ettiler ama aşkım

-Sultan: Teyze mi? teyze mi? Bada sen dinleme bu anneni
ben ablayım dimi? Sultan abla
teyze olacak kadar yaşlı değilim,gençliğimin baharındayım

-Elif: gençliğinin baharı? hahahahaaaaa 27 yaş?
pekala bana teyze demeye devam et Bada'cım

-Bada: Anne sultan teyzem neden ona teyze dememi istemiyor

-Ebru: o senin teyzen güzel kızım,o sana kızmıyor,sen ona teyze
de teyze,Sultan teyze


-Sultan: bak nasıl da damarıma basıyor ya

-Elif: Ebru Bada ne kadar çok büyüdü ya,çok daha tatlı oluyor
büyüdükçe maşallah

-Donghae: kızlar güzel kızımın uyku saati geldi,hayatım salonda
devam eder misin lütfen

-Sultan: a a resmen kovuyor bizi,alacağın olsun enişte

-Donghae: Kore'ye geldiğinizde bir daha bize gelmeyin de
bakın ben daha neler yapıyorum sevgili baldızlarıma :P

-Elif: çık çık çık Koskoca Donghae'yi de kendine benzetmiş

-Ebru: hahahahaaaa tamam ama bu konuda ciddiyim buraya geldiğinizde
mutlaka gelin bize,çok özledim kızım sizleri

-Bada: baba bana keloğlan masalını okurmusun?

-Donghae: okurum tabi ki benim güzel prensesim,
kızlar görüşürüz,daha sık arayın,mümkünse de gelin yani

-Sultan: tamam enişte sen merak etme

-Elif: kendinize dikkat edin Bada'yı öpün bizim için

-Ebru: tamam kızlar daha sık görüşelim.

Kızlar telefonu kapattıktan sonra akşam dışarıda buluşup
Korede yaşadıklarını anlatmak üzere sözleşirler.


Elif işe kafasını gömmüş çalışırken telefonunun çalmasıyla
irkilir,ekrandaki ismi görünce heyecanla telefonu açar

-Elif: Ayla abla? 

-Ayla Yılmaz: neredesin sen hayırsız kız?
nasılsın iyi misin?

-Elif: Ayla abla iyi ki aradın biliyor musun? sesini duymak iyi geldi

-Ayla: yine kafanı gömdün çizim yapıyorsun çalışıyorsun dimi?
ah deli kız,Seul moda haftasına gittin dimi? bayan Shigeru
seni gördüğünü söyledi.

-Elif: evet gittim

-Ayla: o zaman bu cuma Antalya da geliri çocuklara yardım bağışı
için yaptığımız defileye geliyorsun dimi? 

-Elif: tabi ki sen davet edersin de gelmezmiyim hele ki böyle
bir hayır işi içinse

-Ayla: çok güzel,o halde bekliyorum,davetiyen gelmiş olması lazım
ama ben yinede arayıp davet etmek istedim

-Elif: daha postalara bakamadım,teşekkür ederim,cuma görüşürüz.


Deniz SS şirketine gider ve başkan Sinan ile konuşur
cuma günü hayır işi için Antalya'ya gideceğini söyler
Başkan Sinan Deniz'e tek bir şart sunar,o da Instagram'dan 
paylaşım yapmasıdır.
Deniz dans pratik odasına gider ve yeni hareketlerle
"Mevzu sen" isimli şarkısının dansını ünlü kareograf Kerem Ak
ile çalışır.
Akşam Elif Sultan ile buluşur ve sohbet eder,
diğer yandan da Deniz eve gidip beste yapmaya çalışır,
daha sonra da yatmak için hazırlanırken baş ucunda Elif'in
ona hediye ettiği kitaba takılır,kitabı eline alır ve kısa
bir süre Elif'i düşünürken bulur kendini,sonra kitaba kaldığı
yerden devam eder,Deniz bu kitabı uçakta karşılaştığı güzelin
Elif'in verdiği için mi yoksa "Hayatın Ruhu" kitab'ının güzelliğinden
mi bilinmez etkisinde kalıyordur ve Elif'i görmek istiyordur. 


Cuma günü...

Deniz arkadaşı Emre ile sabah ilk uçakla Antalya'ya uçar,
Elif ise Ayla'ya özel bir hediye vermek için tüm gece
çalışmıştır bu yüzden asistanı Damla'ya bileti
öğlen almasını söylemiştir,Damla bu sefer havaalanına erken
gelmiştir ve Elif de uçak kalkmadan 1 saat önce havaalanında olmuştur,


-Damla: Elif hanım o elinize ki ne?

-Elif: Özel birine hediye

-Sultan: yetiştim sonunda,geç kalmadım dimi Elif

-Elif: yok kontrollerimizi yaptırıp içeri gireceğiz,
çok şık olmuşsun Sultan

-Sultan: havaalanı modasına uyum sağlıyorum diyelim,
sende çok şıksın


Sultan spor ayakkabısını skinny pantolon ve trençkot
ile tamamlamayı tercih etmiştir.
Elif ise beyaz t-shirt,beyaz pantolon,leopar desenli babet ayakkabı,
kot ceket,başında şapka takmayı tercih etmiştir.

iki arkadaş ve Elif'in asistanı Damla Antalya'ya giderler,
Ayla Elif'in otelde kalmasına izin vermez ve Sultanla 
birlikte onu evinde ağırlar

-Elif: Ayla abla bunlar defile için hazırladığım ufak bir hediye,
çorbada tuzum olsun istedim,bu da yeni koleksiyonun için
ufak bir hediye.

-Ayla: inanmıyorum,görüyorsun dimi Emin ne kadar zarif

-Emin: ee kimin öğrencisi,sende çok zarifsin hayatım

-Elif: Teşekkür ederim Emin bey,Ayla abla beğenmene sevindim

-Sultan: Elif bunu ne ara hazırladın? süper olmuş

-Ayla: uyumayıp hazırlamıştır haklımıyım?

-Elif: Her zaman :D

-Ayla: Kızlar odalarınız hazır üstünüzü değiştirip hemen
aşağıya gelin misafirler gelmeye başladı bende hazırlıkları
kontrol edeyim,mankenler ne durumda,hiç bir aksilik çıkmamalı

-Elif: Damla'da seninle gelsin o zaman Ayla abla,yardımı dokunur.
Damla (hadi der gibi elif damlaya bakar)

-Damla: tabi ki hemen 

-Emin Yılmaz: Bende misafirlerle ilgileneyim,
Deniz ve Emre nerede biliyor kahya efendi?

-Kahya: Deniz Bey ve Emre bey bahçede Emin bey


Emre ve Deniz bahçede deniz manzaranın tadını çıkartırken
bir yandan da konuşurlar

-Emre Akkuş: Kore'ye gittin ödülle döndün,bir Koreli kız
bulamadın mı oğlum :D

-Deniz: zevzek zevzek konuşma hayatımda uzun zamandır biri 
olmadığını biliyorsun,uzun bir süre daha olmayacak

-Emre: o kadar emin olma,aşkın ne zaman karşına çıkacağı belli olmaz,
aşk şarkıları yazdıracak biri çıkar belki karşına yine

-Deniz: aşk şarkılarını yazmak için aşka ihtiyacım yok

-Emre: tamam kanka bu sözünü hatırlatacağım,ee senin şu 
Harbiye açıkhava da vereceğin konser ne zamandı?

-Deniz: 2 hafta sonra,şuan şirkette çalışıyor pratik yapıyor
olmam lazımdı ama Ayla abla çok ısrar etti könül
koymasın diye geldim.

-Emre: Ayla hanıma hayır demek zor,hele ki bir can borcun
varsa.

-Deniz: onun emeği o kadar çok ki

-Emin Yılmaz: heh burada mıydınız çocuklar,nasıl keyfiniz
yerinde mi? sıkılmıyorsunuz dimi?

-Emre: bu manzarada sıkılmamız mümkün mü sence Emin abi :D

-Deniz: yardım edebileceğimiz bir şey varsa..

-Emin yılmaz: yok birazdan başlayacak defile,Ayla'nın diğer
özel konukları da aşağıya insin de onları sizle tanıştırayım
sohbet edersiniz sıkılmazsınız,heh onlarda geliyor,Elif,Sultan
gelin kızlar


Deniz'in ağzından...

gelen kızlara baktığımda tek bir kişi gözüme takıldı,
o da uçakta beni sakinleştirip kitabını hedi eden kız Elif'i,
gamzasiyle gülünce dünya güzelleşiyordu sanki,Elif o kadar 
güzeldi ki su gibiydi


Elif'in ağzından...

Emin bey bize seslendiğinde yanında iki gencin olduğunu gördüm,
ama tabi kim olduklarını seçemedim çünkü uzağı bulanık görüyordum :D
yanlarına yaklaşınca o adamlardan birinin Seul'e giderken
uçakta ki adam olduğunu hatırladım,onun yanına yaklaştıkça
ellerim titremeye başladı birden kalbim hızlanmaya başladı,
neler oluyordu bana,hemen kendimi topladım ve hafif bir gülümsedim.


-Emin Yılmaz: Tanıştırayım,Emre Akkuş ve Deniz Kaya,
bu güzel kızlarda Sultan Öztürk ve Elif Güneş 


-Deniz: bu ne güzel tesadüf Elif hanım

-Elif: size satılıyorum Deniz bey,sizi burada göreceğim 
aklımın ucundan geçmezdi

-Emre: siz birbirinizi tanıyor musunuz?

-Emin: anlaşılan tanışıyorlar,neyse siz kaynaşın
ben misafirleri karşılayayım

-Sultan: yoksa bu o uçakta ki Deniz mi? Deniz Kaya?

-Elif: :) (dişlerinin arasından) Sultaaan,
sen nasıl tanıyorsun onu peki?

-Sultan: azcık tv izlesen sende tanırdın,ünlü şarkıcı Deniz Kaya,
ayrıca daha geçenlerde Kore'den ödülle döndü

-Deniz: :D kızlar arasında hiç sır olmuyor dimi

-Emre: e kanka o zaman senin uçakta bahsettiğin güzel yardım sever
dediğin kız da Elif'miydi?

-Elif: (Deniz'e imalı bakarak) Erkekler arasında da pek sır olmuyor
sanırım :D Yardım sever güzel :D

-Sultan: defile için mi geldiniz? bu arada tebrik ederim tekrardan
ödül için

-Deniz: teşekkür ederim,evet Ayla hanım ve Emin bey'i kıramadım
diyelim.

-Emre: iyi ki de kırmamışsın bak güzel bir tesadüf oldu

-Elif: demek Kore'ye ödül için gidiyordunuz 

-Deniz: evet,peki siz gezmek için mi gidiyordunuz?

-Sultan: Deniz'in de tv izlemediğini sosyal medyada pek aktif
olmadığına göz önünde bulundurursak Deniz'de Elif'i tanımıyor

-Elif: Sultan.. Seul moda haftası için gidiyordum Kore'ye

-Emre: yoksa modacı mısınız?

-Elif: evet

O sırada Ayla gelir ve Emre'yi Elif'i Deniz'i ve Sultan'ı da alır
defileyi başlatır,
Deniz defileden çok Elif'e bakıyordur,Elif ise işi gereği
podyuma odaklanmıştır,bir ara podyum arkasına gidip
yardım eder ve yerine geri döner.

Elif podyuma odaklanmış Deniz Elif'e bakarken
"Çok güzel,su gibi" der bunu Elif duymaz ama yanında oturan
Emre ve Sultan duyar ve gülerler,Ayla ve Emin'in son 
mankenle sahneye çıkıp konukları selamlamasıyla
Ayla kısa bir konuşma yapıp defileyi bitirirler

Herkes bu defileden çok memnun kalmıştır ve epey bir
yardım toplanmıştır

-Ayla: bugün beni yanlız bırakmadığınız için
çok teşekkür ederim çocuklar,Elif'cim defile sırasında
bir sorun olduğunu anlayıp yardıma koştuğun için sana
ayrıca teşekkür edrim,sayende pürüzsüz bir şekilde atlattık bugünü.

-Elif: Aşk olsun Ayla abla lafı bile olmaz,senin bana zamanında
yaptıkların karşısında bu hiç bir şey,senin hakkını ödeyemem,
sen olmasan...

-Ayla: şu konuyu bir daha açma Elif,evet çocuklar hadi bakalım
hepimiz yemeğe gidiyoruz eve

-Deniz: Ayla abla aslında benim istanbula dönmem gerek

-Emin: Ayla'nın sizi bu gece bırakacağını mı sanıyorsunuz
çocuklar? ı ııı böyle bir hataya düşmeyin,yarın sizin için
barbekü partisi verecekti,hayatta bırakmaz,dimi hayatım?

-Ayla: yine beni en iyi tanıyansın kocacım :) evet
bu gece kimse bir yere gitmiyor,ı ı ıııı hiç bana öyle bakma
Deniz,başkanın Sinan'ı arayıp söyledim bile


-Deniz: ama dönüp çalışmam gerek pratik yapmam lazım

-Emre: 2 günden bir şey olmaz

-Sultan: Harbiye Konseri için yine sıkı hazırlanıyorsun dimi Deniz?

-Deniz: evet,konser yaklaştı ve benim kaybedecek zamanım yok

-Emin Yılmaz: pekala sana lazım olan dans salonu dimi?

-Deniz: Evet Emin abi

-Emin: o zaman bizim evde bir oda var Ayla ile arada bir dans
dersleri almak için bir oda yapmıştık,orada çalışabilirsin

-Ayla: Omo! bu niye benim aklıma gelmedi ki doğru orada
yarın sabah çalışabilirsin,hatta ne zaman istersen çalışabilirsin,
işte benim kocam ya hahahaaaa
evet sorun çözüldüğüne göre,kızlar sizin bir sorununuz var mı?

-Sultan: hahahaaaa yok Ayla hanım

-Elif: benimde yok

-Emre: benim bir sorunum var ama

-Sultan: nedir?

-Emre: acımdan ölüyorum,midem isyan ediyor bana yemek gönder diye
:D

Herkes bu gereksiz espiriye güler ve yemeğe giderler
yemek esnasında Deniz ve Elif birbirlerine ara ara bakarlar,
Emre,Sultan ve Emin yemeği gömmekle meşkulken Ayla bu bakışları
yakalar


-Ayla: Deniz hayatında hala biri yok dimi?

Deniz bu soru karşısında suyu genzine kaçırır,Ayla hafiften sırtına
vurur

-Ayla: helal helal :)

-Emre: yok Ayla hanım,sap hala bu

Deniz Emre'yi hafiften cimcikler uyarı babında

-Deniz: Hayır yok Ayla abla,neden sordun?

-Ayla: hiiç merak ettim,Elif o serseri seni rahatsız etmiyor
dimi hala?

-Elif: hayır Ayla abla

-Ayla: seninde hayatında biri yok hala,aslında siz ikiniz
güzel bir çift olurdunuz

-Emin: hayatım çocukları rahat bırak,pişman etme geldiklerine

-Ayla: tamam bir şey demedim,sadece yakıştırdım ikisini,
neyse yemekleri beğendiniz mi? buranın aşçısı dünyaca ünlü

Elif birden öksürmeye başlar

-Sultan: iyimisin ne oldu Elif? 

Elif konuşamaz ama yemeği gösterir

-Ayla: ne oldu? yemek mi bozuk? nefes al Elif

-Sultan: garson bu yemeğin içinde mantar varmıydı?

-Garson: evet efendim mantar sosu ile marinelenmiş şefin özel
yemeğidir


-Ayla: Sorun ne Sultan?

-Sultan: hemen doktora gitmemiz gerek Ayla abla,
Elif'in mantara alerjisi var,Elif nesfes al elif

-Emre: hemen ambulans çağıralım

-Deniz: ambulansı beklersek kötü sonuçlar olur

-Emin: hemen arabaya getiriyorum

Deniz Elif'i kucağına aldığı gibi arabaya götürür,
Elif için endişelenmiştir,Ayla kendini suçlar ve Elif'e
bir şey olacak diye korkar
Doktor hemen acil müdehale eder serum verir ve tabucu edilir
hepsi eve gelirler Elif'i odasına çıkartırlar 

-Ayla: özür dilerim Elif benim yüzümden hastalandın

-Elif: Ayla abla kendini suçlama ne olur,alerjim olduğunu
bilmiyordun ki,lütfen bak üzülme artık benide üzersin böyle yaparsan.

-Sultan: iyisin şimdi dimi? aslında tüm suç senin

-Emre: Sultan kız hasta üstüne gitmesen mi acaba?

-Sultan: neden gitmeyecek mişim dikkat etmiyor,nasıl korktuk
sana bir şey oldu diye farkında mısın?

-Ayla: bu kadar yeter herkez odasına,bir şeye ihtiyacınız olursa
söylersiniz,bırakalım Elif dinlensin


Herkes çıkar Sultan kızgındır ve odasına gider,super junior
şarkıalrı dinler sakinleşemez,Ha Neul'ın filmini izlemeye çalışır
odaklanamaz.

Saatler sonra evin iki kat altında bulunan 
dans odasına iner Deniz,biraz dans hareketleri
çalışırken sesleri duyup gelen Elif onu gizli gizli
izlerken hıçkırık tutar birden,ve Deniz kapı tarafına bakar


-Deniz: Elif?

-Elif: rahatsız etmiyorum dimi? uyku tutmadı da sesi duyunca
buraya geldim,çalışıyordun sanırım

-Deniz: evet çalışıyordum da neden uyuyamadın bir yerin mi
ağrıyor? iyi misin?

-Elif: aslında şimdi iyiyim,hayal meyan hatırlıyorum
beni hastaneye yetiştiren sendin dimi?

-Deniz: Hepimiz yetiştirdik aslında sadece ben değil,
ben sadece arabaya kadar taşıdım.

-Elif: şey... teşekkür ederim 

-Deniz: Önemli değil,sen iyi ol hep,seni odana götürmemi
ister misin?

-Elif: hayır eğer rahatsız etmiyeceksem biraz burada durabilirmiyim?

-Deniz: nasıl istersen,Sultan üstüne çok geldi 

-Elif: aslında haklı,ben dışarıda yemek yerken o yiyeceğin
içinde mantar var mı yok mu bakmam,Sultan endişelendiği ve 
korktuğu için bu kadar tepki gösterdi,çünkü onun yanında
birkaç kez buna benzer krizler geçirdim

-Deniz: bende çok korktum,yani hepimiz çok korktuk
bence dikkat etmelisin daha çok 

-Elif: tamam dikkat edeceğim


Deniz ve Elif bir süre bakıştıktan sonra Deniz dans provasına 
devam eder Elif'de onu izlerken olduğu yerde uyuya kalır,
Deniz uyandırmaya kıyamaz ve bir süre onu izler sonra onu
uyandırması gerektiğini düşünür Elif uyanır Deniz ona odasına
kadar eşlik edip kendi odasına gider

Ertesi gün barbekü partisinden önce Elif Sultan'ın gönlünü alır
çiftlikte barbekü partisinden sonra ufak bir geziye çıkarlar

-Emre: Buranın muhteşem bir doğası varmış,buraya mı taşınsak acaba?

-Deniz: yok artık,sen istanbulu o kadar masraf yaptığın
spor salonunu bırakıp buraya taşınıcaksın hahhaahaa hayatta
inanmam,ateşin mi var kardeşim?

-Emre: Valla bu temiz havayı buraları görünce neden olmasın
acaba diyorum :D

-Sultan: istanbul'dan ayrılmak kolay değil bana göre ya,
tabi ki buranın havası güzel doğa yürüyüşleri falan yapmak 
içinde ama işte ben yapamam

-Emre: Şehre de çok uzak değil aslında,Deniz'inde böyle bir
hayali var aslında

-Sultan: nasıl yani?

-Deniz: Emre...

-Emre: ne var oğlum ya,bu fazla kimse bilmez ama
evlenip bir çiftliğe taşınıp çocuklarıyla orada yaşamak istiyor

-Sultan: Omo! Elif Donghae'nin hayalinin aynısı

-Deniz: Donghae?

-Elif: Donghae Koreli müzik grubu Super Junior'ın üyesi

-Sultan: ve arkadaşımız Ebru ile evli Bada isimli de
bir kızları var :D 

-Elif: :D Sultan tamam bu kadar bilgi yeter bence

-Emre: neden?

-Elif: çünkü Super Junior'ın koyu bir fanı olur kendisi
ve onlarla ilgili konuşmaya başlarsa hiç susmaz

-Emre: anladım :D tanımıyorum o kişiyi ve grubu 

-Sultan: ben sana birgün anlatırım,hee Deniz sen Koredeyken
aslında grubun lideri ve üyelerinin biriyle tanıştın
kırmızı halıda görmüştüm


-Elif: nasıl? o ödül töreni burada yayınlandı mı?

-Sultan: biliyor musun Denizle sen birbirinize benziyorsunuz
ikinizde ünlüsünüz ama ikinizde sosyal medya ile pek ilgilenmiyorsunuz

-Emre: ben Deniz'i türünün tek örneği sanıyordum :D

-Sultan: internette paylaştılar,
O ödül töreninde kırmızı halıda ki MC'ler 
Kangin ve Leeteuk değil miydi?

-Deniz: evet

-Sultan: işte Leeteuk grubun lideri,Kangin'de üyelerden biri

-Emre: Elif modacı olmaya nasıl karar verdin?

-Elif: uzun hikaye belki daha sonra...

Deniz merak etmiştir ama eğer bir daha karşılaşırlarsa
hazır olduğunda anlatacağını umarak Ayla ve Emin'in
yanına gitmeyi önerir ve yanlarına giderler


-Emin: hadi bakalım çocuklar at binmeye 

-Ayla: güzel zamanlar geçirmenizi istiyoruz 

-Emre: bayılırım at binmeye 

-Sultan: bende

-Ayla: hadi siz içeri girin kahya size yardımcı olacak
giyinin,bizde Elif ile biraz yürüyüşe çıkalım

-Deniz: siz gelmiyor musunuz?

-Ayla: bakıyorum da üzüldün Deniz'cim,hayırdır? ;)

-Deniz: yok sadece sordum,belki Elif'de gelmek ister diye

-Elif: yok ben gelmiyeyim siz gidin,biraz yürümek iyi gelecek.

-Deniz: hala kötü mü hissediyorsun?

-Elif: hayır gayet iyiyim,siz eğlenmenize bakın

Deniz Emre Emin ve Sultan ile birlikte at binmeye giderken
Ayla da Elif'e takılır


-Ayla: Deniz senin gitmemene üzüldü,birde senin için
endişeleniyor,senden hoşlanıyor olabilir mi acaba?

-Elif: Yok artık,yapma Ayla abla,tamam Deniz yakışıklı
sempatik düşünceli iyi biri ama bunları yaptı diye
hoşlanıyor sonucu çıkmaz,ayrıca ata neden binmediğimi
biliyorsun zaten. 

-Ayla: Yakışıklı,sempatik,düşünceli iyi,hmm Sadece hoşlanan
taraf Deniz değil gibi,sende etkilenmişsin,neden kabini dinlemiyorsun?

-Elif: Ayla abla daha 2 kere gördüğüm birinden hoşlandığım
sonucunu nasıl çıkarttın?

-Ayla: deneğimliyim bu yüzden 10 yıldır evliyim,
sana tek bir şey söyleyeceğim,kalbinin sesini dinle her zaman.

Ayla ve Elif biraz da moda'dan konuşurlar,akşam olmadan
herkes Ayla ve Emin ile vedalaşır havalanına giderler,
Sultan ve Denizin koltuklar yan yana düşmüştür,
hemen arka koltukta Elif ve 2 sıra arkada da Emre oturuyordur,
Elif'in Deniz'e bakışlarını yakalayan ve onun Deniz'den
hoşlandığını düşünen Sultan bir bahane ile Elif'i Deniz'in
yanına oturtturur,uçak kalkarken Elif Deniz'e bakar ve 
"iyi misin? kitap yada başka bir şey ister misin?" diye 
sorar,Deniz iyi olmasada iyi olduğunu söyler ve aklından 
uçakta olduğunu çıkartmaya çalışır,Elif ona güneş gibi
gülümsemesiyle "sakin ol,her şey yolunda,derin nefes al ver" der
Deniz Elif'i dinler ve dediğini yapar

-Elif: uçak korkun ne zaman başladı?

-Deniz: Uçak korkum falan yok

-Elif: yapma Deniz şimdi,herkesin korkuları vardır

-Deniz: daha 8 yaşımdaydım,Annem babam ve Babannem ile Almanya'ya 
gezmeye dedemin yanına gidiyorduk,uçak tribulansa girdi
babannem de kalp hastasıydı ve birden panik atak geçirince,
babannem tam yanımda vefat etti,tüm müdehaleleri yaptılar ama
bababnnemi kurtaramadılar,işte o gün bu gündür korkuyorum
uçaktan,ama bazen mecbur kalınca da biniyorum,hala yenemedim
bu korkumu. 

-Elif: başın sağolsun üzüldüm,Allah mekanını cennet eylesin.

-Deniz: Amin. şimdi sıra sende,senin korkuların neler?

-Elif: hmm bir kaç tane var,ama bir tanesi bugün kü durum

-Deniz: nasıl yani?

-Elif: bugün ata binmedim ya,onu diyorum,atlardan biraz
irkiliyorum,atlarla ilgili bir hikayem yok sadece
irkiliyorum,beni korkutuyorlar

-Deniz: ama atlar çok sevimli hayvanlardır

-Elif: bana hiç öyle gelmiyor.

-Deniz: belki birgün benimle bu korkunu yenmek istersin

-Elif: olabilir.

-Deniz: Elif Harbiye açıkhavada vereceğim konsere
davetlim olarak gelir misin?

-Elif: programım müsait olursa konserini izlemek isterim tabi ki

Deniz belli etmesede biraz bozulmuştur,çünkü Elif kesin
konuşmamıştır,Elif ise hoşlandığını belli etmemeye çalışıyordur.

Bir kaç gün sonra...

Elif her zaman ki gibi yoğun bir gün geçiriyordur

-Elif: Sema istediğim kumaş modelleri neden hala gelmedi

-Sema: Elif hanım bugün gelmesi gerekiyordu

-Elif: eee hani nerede? nasıl yapıyorsunuz işinizi siz
bunun peşinede ben mi düşeceğim,
hemen ara 1 saat içinde o kumaşlar elimde olsun

-Sema: peki Elif hanım

-Elif: Elçin Gazi Osman Paşa'da ki mağza için siparişler
hala yollanmamış 

-Elçin: Şey...gecikme yaşandı Elif hanım

-Elif: yaşanmasın,hallet şu işi 

-Damla: Elif hanım

-Elif: Ne,yine ne sorun var?

-Damla: Ebru hanım size cebinizden ulaşamamış
şuan hatta

-Elif: tamam ver,siz şu dediğim işleri halledin 
lütfen 

Elif ne kadar yoğun olursa olsun,kimse'nin telefonunu açmasa
bile arayan Ebru ise ne işi varsa bırakır onunla konuşurdu


-Ebru: sana ulaşabilene aşk olsun,yoğun bir zamanda mı aradım?
ne bu şiddet ne bu celal kızım?

-Elif: Bugün her şey aksi halde ters gidiyor,
iyi ki aradın Ebru,kötü bir şey yok dimi? 
Bada ve Donghae iyi mi?

-Ebru: bak bak resmen üçüncü plandayım piiiiiii,
Bada da Donghae'de iyi merak etme,bende iyiyim arkadaşım

-Elif: Yaa saçmalıyorsun ama,sen her zaman 2. sıradasın

-Ebru: demek öyleee birinci kim peki?

-Elif: tabi ki Bada,ayyy çok özledim prensesi nerede o?

-Ebru: tutturdu amcalarımı özledim baba,beni amcalarımın
yanına götür diye tutturdu,Donghae'de biliyorsun kızına
kıyamıyor akşam akşam onu SJ üyelerinin yanına götürdü,
aşkım ya,Elif biliyor musun Donghae'nin harika bir baba 
olacağını biliyordum ama bu kadar mükemmel ötesi bir
baba olacağını tahmin etmezdim.

-Elif: ee Donghae bu,mükemmellik onun göbek adı,bu arada
Sultan söyledi SJ comeback yapıyormuş doğru mu?

-Ebru: evet 8.albümleri çıkıyor adı Play,ve albümde
Donghae'nin yazdığı bir şarkı var "one more chance"
sözlerini Donghae yazdı ve Donghae'nin duygularını yansıtıyor,
albüm çıkınca sana yollayacağım

-Elif: çok güzel,bu arada sen öylesine mi aradın?
cidden her şey yolunda mı?

-Ebru: evet,he bak asıl şey için aradım seni,
1 ay sonra Bada'nın doğum günü,1 ay nceden haber veriyorum
ki işlerini ona göre ayarla,yiğenininizin doğum gününe de
Kore'ye gelirsiniz harhalde dimi,bu sefer kızımın
4.yaş gününe geleceksin kaçış yok,
Sultan,Meriç,Ertem,Nazlı de gelecek 

-Elif: tamam bu sefer hediyemi yollamayacağım direk
kendim getireceğim Bada prensesime oldu mu? :D

-Ebru: oldu oldu hemde harika oldu, Bada bu habere bayılacak,
zil çalıyor sonra yine konuşuruz Elif,programını ayarla he unutma.

-Elif: tamaaam merak etme asistanıma şimdi söylüyorum,
görüşürüz,Donghae'ye selam söyle birde Bada'yı benim için
kocaman öp.

Elif'in Ebru ile konuşması iyi gelmiştir
ama yine yoğun temposuna geri dönmek zorunda kalır,
Asistanı Damla'ya talimat verir ve bir hafta öncesinden
Kore'ye bilet almasını söyler.

Diğer yandan ise Deniz kayıt stüdyosunundadır ama 
bir türlü odaklanıp doğru bir şekilde kayıt yapamıyordur,
biraz ara verir ve Emre'yi arar

-Deniz: oğlum ben kafamı toplayamıyorum,
ne yapayım bana bir akıl ver

-Emre: ne oldu? hala aynı konu mu?

-Deniz: evet

-Emre: Sana diyorum gönder davetiye'yi ve konser günü bekle.
bakalım gelecek mi gelmeyecek mi?
kızlar bazen net değillerdir ama yüzde elli gelme ihtimali var,
tabi gelmeyedebilir,şansını denemeden bilemezsin

-Deniz: öyle mi diyorsun? oğlum kayıt yapamıyorum düşünmekten

-Emre: Sen Elif'den hoşlanıyorsun baya baya

-Deniz: Sanırım öyle,iyide bende numarası adresi yok

-Emre: sen dediğimi yap,Ayla abladan alabilirsin,
sen profosyönelsin bu bu yüzden hemen kafanı topla ve
kayıt'ına dön,benimde toplantıya girmem gerek hadi 
sonra görüşürüz.


Deniz Emre'nin dediğini yapar ve Ayla ablasından Elif'in
numarasını ve iş yerinin adresini alır,kayıt işini 
hallettikten sonra işe koyulur

Elif toplantıdadır ve yoğun olduğu için telefonunu
sessize almıştır,Deniz Elif'i arar ama cevap yoktur,
Deniz bileti alır Şirkete geçmeden önce
Elif'in mağzasına uğrayıp bileti vermek ister.

-Şule: Buyrun yardımcı olayım.siz Deniz Kaya değil misiniz?
  
-Deniz: evet,bingo

-Şule: size nasıl yardımcı olabilirim

-Deniz: Elif Hanım'ı çağırarak,nerede kendisi?

-Şule: şuanda bir toplantıda,isterseniz biraz bekleyin
size bir kahve ikram edelim

-Deniz: pekala bekliyelim bakalım

Deniz tam 1 saat sabırla Elif'in toplantısının bitmesini bekler,
menajeri arayınca da bir bahane uydurur,ve nihayet
Elif toplantıdan çıkar 

-Şule: Elif hanım bir misafiriniz var,1 saattir sizi bekliyor

Elif Denizi görünce şaşırır ve Deniz'i odasına çağırır

-Elif: Vay be banada bak sen,Deniz Kaya'yı 1 saattir bekletmişim de
haberim yok :D hayırdır seni hangi rüzgar attı ?
bir dakika Deniz sen benim adresimi nereden biliyorsun?

-Deniz: sadece adresini değil telefonunuda biliyorum,
ahh bu kadar yoğunluğumun arasında seni görmeye gelmemin
bir sebebi var

-Elif: neden ?

-Deniz: konser bileti davetiyesini vermek için,kesin bir şey
söylemediğin için bende telefon numarası buldum aradım ama
açmayınca davetiye'yi bizzat kendim vereyim dedim
Sultan ile davetlimsiniz


-Elif: toplantıdaydım toplantı yaparken telefon açmam,
bilet davetiyesi için teşekkür ederim ama

Elif Deniz'in üzülmesini istemez ve bu ısrara daha fazla
dayanamaz

-Deniz: ama...

-Elif: o gün kü toplantılarımı iptal edip geleceğim

-Deniz: ciddi misin?

-Elif: evet,eğer bu davetini geri çevirecek olsaydım
Sultan günlerce beynimim etini yerdi

-Deniz: Sultan için geleceksin yani

-Elif: hayır güzel bir konser izlemek için,senin için
geleceğim

-Damla: Elif hanım rahatsız ediyorum ama istediğiniz
kumaşlar geldi

-Elif: tamam Damla geliyorum şimdi,seninle sohbet etmeyi
çok isterdim ama malesef bugün yoğun bir gün,başka zaman
konuşsak olur mu?

-Deniz: tabi ki benimde şirkete dönmem gerek zaten,o zaman
bekliyorum Sultan ile seni konsere,haberleşiriz
kolay gelsin


Deniz kafası rahat bir şekilde şirkete döner
Elif ve Sultan veranda da çekirdek çitleyip 
çay içerken Elif bugün Deniz'in yanına geldiğini
anlatır,Sultan ise tüm detayları istediğini söyleyip
her ayrıntıyı anlattırır

-Sultan: sen Deniz'i sevmeye başlamışsın,yoksa
onca yoğunluğunun arasında hayatta o konsere gitmezdin

-Elif: bilmiyorum farklı bir şeyler var Deniz'de,
o karşımda belirip gamzesiyle güldüğü zaman kalbime bir şeyler oluyor

-Sultan: tamam işte aşık olmuşsun hayırlı olsun

-Elif: öyle mi diyorsun? peki ya bu platonikse?
acaba daveti kabul etmesemiydim ya

-Sultan: eğer konserini izlemeni bu kadar çok istiyorsa ve
bizzat kendi getirdiyse bu bileti ki Deniz şu aralar
yeni albüm çalışmasıyla meşkul yani baya meşkul olduğunu
göz önüne alırsak,sana karşı boş değil,ben hatta kesin eminim
çünkü Antalya'da bakışlarınızı gördüm

-Elif: ben yinede uzak durayım dimi? ay yok yok
en iyisi ben uzak durayım ondan

-Sultan: ayol sakin ol,bak onun yanında sakın saçmalamaya
kalkma,Deniz bir ropörtajında söylemişti 
boş konuşan,saçmalayan ve sakar bir kız onun asla tipi değilmiş   

-Elif: konser için söz verdim,gitmem gerek,ama 
konserden sonra bir daha görüşmeyeceğim

Ertesi akşam Deniz arkadaşlarıyla karaoke'ye gitmiştir,
Elif Ece ve Sultan da o gece haberleri olmadan
karaokede eğlenmişlerdir,Elif Karaoke mekanından çıkarken 
gazetecilere yakalanır,Ece ve Sultan hemen arabaya giderler
onun yanından tüğerler

-Muhabir: Elif hanım bu akşam çok şıksınız

-Elif: teşekkür ederim,hayırdır siz nereden çıktınız?

-Muhabir: şaşırtmayı seviyoruz biliyorsunuz,arkadaşlarınızla
eğlenmek için mi buradasınız?

-Elif: evet biraz eğlendik çok keyif aldık

-Muhabir: yine topuklu ayakkabı giymemeye devam mı Elif hanım? :)

-Elif: evet,her zaman şunu savunuyorum,bir kadın topuklu
ayakkbı giymeden de şık olur,yeter ki yakıştırmayı bilsin 
kendine,topuklu ayakkabı giyerek ayaklarına eziyet çektiren
kadınlara saygı duysamda dediğim gibi düz bir ayakkabı yada bir
babet ile de şık olunabilir.

-Kadın Muhabir: bende sizin gibi düşünüyorum Elif hanım
çok haklısınız

O sırada içeriden Deniz tek çıkar,muhabirler atmaca gibi hemen
mikrofonları ona uzatırlar,Deniz ve Elif birbirini görünce
önce bir kaç saniye donup kalırlar

-Deniz: Elif?

-Elif: Deniz?

-Muhabirler: Deniz bey bu bir tesadüf mü yoksa içeride birlikte
mi eğlendiniz?

-Deniz: Ne? arkadaşlar saçmalamayın,içerde arkadaşlarımla
birlikteydim ben erken ayrılmak istedim sadece,ve Elif hanım'ı
gördüm şaşırıdm bu kadar

-Muhabirler: Elif hanım Deniz beyle aşk mı yaşıyorsunuz?

-Elif: oww siz konuları iyice saptırmaya başladığınıza göre
ben kaçar,görüşürüz Deniz


Elif Deniz'in yalnız bırakıp Ece ve Sultan'ın yanına
arabaya gider ve kızlar oradan hızla uzaklaşır.
Deniz de muhabirlere sadece arkadaş olduklarını söyler
ve oda oradan ayrılır


2 saat sonra...

Elif'in eli telefona gider Deniz'i aramak ister ama
telefonu elinden bırakır 

Ece Elif'in bıraktığı telefonu alır ve direk arama tuşuna basar
ve Elif'e verir


-Elif: Ece ne yaptın neden aradın şimdi ne diyeceğim?

-Ece: Ne sormak istiyorsan onu soracaksın

-Sultan: son yarım saattir elin telefona gidip bırakıyorsun
aaa valla filme konsantre olamıyoruz,aha gördün mü her şeyi
yanlış anladı kız


-Elif: hangi kız?


-Ece: Filmde ki kız,sen onu boşver açmıyor mu?

-Elif: A a alo,Deniz,bu saatte rahatsız ettiğim için kusura bakma
müsait değilsen yarın arayayım,evet evet yarın arayayım ben 
iyi geceler

Elif'in bu halleri Deniz'i güldürmüştür

-Deniz: Elif dur dur kapatma,müsaitim,buyur seni dinliyorum

-Elif: Şey... aslında seni savaşın ortasında öyle bırakıp
gittiğim için içim rahat etmedi ve kendimi kötü hissettim,
özür dilemek için aradım

-Deniz: Savaşın ortası? anlamadım

-Elif: Muhabirlerle seni yalnız bıraktım ya onu diyorum
özür dilerim gerçekten,benim hakkımda bunaltmışlardır seni

-Deniz: önemli değil bende alışkınım nasılsa onların bu tür sorularına
ama merak etme sadece arkadaşım dedim

-Elif: Arkadaş?

-Deniz: evet arkadaş değil miyiz? yada başka bir şeysek benim 
haberim yok da 

-Elif: doğru arkadaşız

-Deniz: özürüne gelirsek bir şartla kabul,yarın benimle
bir kahve içeceksin 

-Elif: Kahve? pekala yarın haberleşiriz o zaman,iyi geceler

-Deniz: sanada iyi geceler

Kızlar hemen detayları öğrenmek için Elif'i sıkıştırır ve
neler olduğunu öğrenirler

Deniz de biraz çalışma odasında çalıştıktan sonra
huzurla uyur.


Ertesi gün...

Deniz'in telefonu erkenden çalar ve menajeri aşağıda
beklediğini 20 dakika içinde hazırlanıp arabaya
gelmesini,Başkan sinan'ın acilen onu şirkete çağırdığını söyler.
Deniz şirkete gider ve Başkan Sinan ile konuşur


-Deniz: Başkanım siz benden ne istediğinizin farkında mısınız?

-Sinan: evet farkındayım ve bunu yapacaksın Deniz

-Deniz: ben böyle bir şey yapamam,gerekirse istifa ederim

-Sinan: istifa edersin? pekala daha 3 yıllık sözleşmen var
tazminatı ödeyeceksen tabi ki istifa edebilirsin ayrılabilirsin

-Deniz: Sinan bey benden yapamayacağım bir şey istiyorsunuz
ayrıca bu çok alçakca

-Sinan: şu haberleri görüyor musun? o kızla gerçekten çık demiyorum
sana,sadece kızın kalbini çal ve kameralar karşısında onu
seviyor gibi yap,bir mekandan çıkarken onunla birlikte yakalan,
bir kaç ay bu durumu idare et,sonra ayrıldık dersiniz o kızı da
terk edersin,bak yeni albümün çıkacak şirkete para kazandırman lazım.

-Deniz: bunu yapmayacağım asla

-Sinan: bana karşı geliyorsun öyle mi? Deniz kızın
ünlü bir modacıydı dimi?

-Deniz: evet

-Sinan: Bir kaç tanıdığım var Elif'in işlerini kesat görürecek
arkadaşlarım. bir telefonumla işlerini çıkmaz yola sokabilirim.
ne dersin yapayım mı?

-Deniz: bunu yapamazsınız?

-Sinan: neler yapabileceğimi biliyorsun bence

-Deniz: Elif'e zarar verirseniz...

-Sinan: bence ikimizde birbirimizi anladık,şimdi çıkabilirsin

Deniz çaresizce odadan çıkar bir süre duraksadıktan sonra
bu durumdan Elif'i nasıl koruyabileceğini düşünür...


Elif sabah koşusundan gelir duşunu alır,üstünü değiştirir
ve Ece ile Sultan'a kahvaltıya giderler,
kahvaltılarını yaparken bir yandan konuşurlar

-Sultan: kızlar Bada'nın doğum günü için Güney Kore'ye 
gidiyoruz dimi?

-Ece: malesef ben gelemiyorum ama prensese hediyemi yollayacağım

-Sultan: niye gelemiyorsun? bak Bada çok üzülür söyliyeyim

-Ece: Patrondan izin koparamadım,dilimde tüğ bitti ama yinede
olmaz diyor katır inat adam

-Sultan: peki sen Elif?

-Elif: elbette gidiyorum,bu sefer gitmezsem Ebru canıma gerçekten
okur biliyorsunuz :D bilet işi bende ona göre? Damla'ya talimat verdim
halledecek

-Sultan: saçmalama ben alırım bileti

-Elif: yorma beni Sultan,hallettim çoktan,günü gelince gideceğiz
sadece o kadar.

-Ece: Sultan Siwon'un peşine düşecek misin Kore'ye gidince

-Elif: peşine düşmesine gerek yok bence çünkü SJ üyelerinin
hepsi yiğenlerinin doğum gününe gelir diye düşünüyorum,
Donghae eniştemiz mutlaka davet eder 

-Sultan: Aynen öyle,zaten Siwon beni tanıyor ama hatırlamaz
kaç yıl oldu görmedi,bu arada Elif sen Deniz'i davet
edecekmisin Kore'ye?


-Elif: Neden ki? ayrıca benim dabet etmem yanlış
daha tam tanımıyorum bile onu

-Ece: ama seviyorsun

-Sultan: ve onunda seni sevdiğini biliyoruz yani artık
biriniz itiraf etseniz mi diyorum

-Elif: Kızlar ağırdan alır ilk erkek tarafı itiraf etmeli
diyen tavsiyeler veren kimdi acaba Sultan

-Sultan: sıkıldım sizin bu durumunuzdan itiraf edin bizde rahat
nefes alalım ayol,hem yarın öbürgün eski sevgilisi falan çıkar
çocuğun aklını falan karıştırır mazallah


-Ece: Sultan haklı,siz bugün kahve içecektiniz buluşup dimi?
sevdiğini söyle gitsin

-Elif: aayy kapatalım şu konuyu,bu arada atölyeye gitmem gerek
benim artık,ellerine sağlık Sultan,bu arada bir ara bana uğra
Güney Kore'de partide giymen için sana özel bir elbise tasarlıyorum
provaya gel,Siwon'un aklını başından bir al dimi ama :D

-Sultan: ciddi misin? peki rengi ne?

-Elif: tabi ki Safir mavisi ve safir taşlarıyla süslenmiş harika
bir elbise olacak

-Ece: kıskanıyorum ama

-Elif: sanada Kore'den döndüğümde çizip tasarlayacağım
bu aralar cidden çok yoğunum görüşürüz kızlar 

Elif işinin başına gitmiştir,Sultan ve Ece'de biraz daha
sohbet edip işlerine gitmişlerdir 

Deniz ise prova odasında pratik yaptıktan sonra 
en yakın arkadaşı Emre'yi arar durumu anlatır
ne yapacağını bilemediğini söyler,
Emre ona her şeyi Elif'e anlatmasının daha doğru olacağını
söyler

Deniz Elif'e her şeyi anlatacaktır,buluşma saatleri geldiğinde
Moda kafede buluşurlar,kahveleri sipariş ederler ve beklerken
masada konuşurlar

-Elif: Deniz sen iyi misin?

-Deniz: iyiyim,aslında Elif benim sana bir şey söylemem lazım.

Deniz içinden "Ya Sinan bey söylediğimi öğrenirde Elif'e
zarar verirse"

-Elif: seni dinliyorum Deniz

-Deniz: şey...bugün çok güzelsin

-Elif: teşekkür ederim,sende çok şıksın,tarzsın :D

-Deniz: bugün bana biraz vakit ayırabilir misin?
seni bir yere götüreceğim

-Elif: aslında çok yoğunum ama senin için elbette
vakit ayırırım

Elif ve Deniz kahvelerini alırlar ve Deniz Elif'i
deniz'i gören ve manzarası harika olan bir mekana götürür
her yer yemyeşildir ve kimse yoktur,Deniz Ebru'nun 
elini tutar ve odundan yapılmış oturma yerine otururlar

-Deniz: Elif burası benim küçükken bunalıp hep geldiğim
gizli yer,Stajyer'lik zamanlarımda şirkette çok bunaldığımda
da hep buraya gelirdim,burayı Menajer'im de dahil kimse bilmez.


-Elif: çok huzur verici kafa dinlemek için güzel bir yer,
bana bunları peki neden anlatyorsun? neden buraya getirdin beni?

-Deniz: şimdi söyleyeceklerimden sonra benimle görüşmek
istemeyeceksin belkide nefret edeceksin bilmiyorum ama
her zaman doğruluk ve dürüstlüğe inanırım,seni korumak için
bunları sana anlatmamaya karar vermiştim ama birgün gerçekleri
öğrendiğinde kandırılmış hissetmeni istemiyorum,seni yine
koruyacağım ama gerçekleri de bilmen gerek

-Elif: neler oluyor Deniz hiç bir şey anlamıyorum Türkçe Konuş

-Deniz: Öncelikle şunu bilmeni istiyorum,seni gerçekten
seviyorum ama seni kandıramam bile bile bunu sana yapamam
bu yüzden seni gerçekten sevsem de seninle birlikte olamayız
seninle çıkamam,çünkü...

Deniz Patronu Sinan Bey'in ona zorla yaptırmak istediği
şeyin hepsini anlatır,Elif şaşırır kalır ama hiç bir şey
söyleyemez ve sessizce oturduğu yerden kalkar arkasını dönüp
yürümeye başlar

-Deniz: Özür dilerim Elif,gerçekten özür dilerim

Elif Damla'yı arar ve tüm toplantı randevularını bugün 
iptal etmesini söyler evine gider,hala şaşkındır

Deniz ise Emre'yi arar 

-Deniz: her şeyi anlattım ve onu tamamen kaybettim Emre

-Emre: Deniz sen neredesin şimdi söyle yanına geliyorum
Alo Alo Deniz

Deniz telefonu kapatmıştır,ve mecburen şirkete dönmek zorunda
kalmıştır

Güney Kore...


-Ebru: Bada hadi uyku vakti

-Bada: Omma ( Anne) uyumucam işte banane

-Ebru: ama uyku saatimiz olduğu için uyumak zorundayız
dimi güzel kızım,hadi sana keloğlan hikayesi okuyacağım
bak,senin en sevdiğin

-Bada: ı ııı istemiyorum banane

-Ebru: çikolatalı süt yaparsam söz dinleyecek misin peki?

-Bada: hayır

-Ebru: ama böyle yaparak beni çok üzüyorsun Bada'cım
neden böyle yapıyorsun?

-Bada: ben babamı istiyorum,babam daha güzel anlatıyor
masal,babamı istiyorum ben,babam artık beni sevmiyor mu anne?


-Ebru: babanın işleri var o yüzden eve erken gelemiyor
Bada'cım,ayrıca baban seni çooook seviyor,aramızda
kalsın ama benden bile

-Bada: hep işi var hep işi var,banane o gelmeden uyumayacağım işte

-Ebru: peki şöyle bir şey yapsak,babanı telefonla görüntülü
arasak,sen babana iyi geceler deyip öpücük yollasan
sonrada uyumaya gitsek,kabul mü?

-Bada: olur,babamı arayalım

Donghae SM şirketinde üyelerle birlikte Super Junior'ın
yeni albümde ki şarkıların danslarını çalışıyorlardır


-Leeteuk: Donghae telefonun çalıyor,sen konuş bizde bir
ara verelim,yalnız 10 dakika en fazla.

-Donghae: tamam hyung (abi). yabuseyyo yabo (Alo hayatım)

-Bada: Appaaa (Babaaa),seni çok özledim neden gelmiyorsun eve

-Donghae: prensesim bende seni çok özledim ama çalışıyorum
biraz daha geç geleceğim bu gece eve,ama sen neden uyku saatinde
hala ayaktasın?

-Ebru: inadımız tuttu bu gece babası,sen gelmeden uyumayacakmış

-Bada: baba sen beni herkesten annemden bile mi çok seviyorsun?

-Donghae: :D Ebru ya, annen mi söyledi bunu sana prensesim?

-Bada: evet,beni annemden bile çok seviyormuşsun

-Donghae: evet güzel kızım,seni herkesten her şeyden çok seviyorum
ama eğer annenin sözünü dinlemeyip uyumazsan ben çok üzülürüm,
benim akıllı kızım şimdi babasına öpücük verip yatağına yatıp
uyuyacak mı peki?

-Bada: evet,mucux iyi geceler babacım

-Donghae: iyi geceler prensesim,Ebru?

-Ebru: efendim Donghae?

-Donghae: iyi misin?

-Ebru: iyiyim,ben Bada'yı yatırayım,kendine dikkat et


Ebru telefonu kapatır ama biraz üzülmüştür,kendini
kötü bir anneymiş gibi hisseder,Bada'yı uyuttuktan sonra
odasına gider yatağına yatar ama uyuyamaz
aradan bir kaç saat geçtikten sonra Donghae eve gelir
sessizce odaya gelir Ebru'nun uyuduğunu düşünür ve sesizce
eşyalarını alır duşa girer çıkar pijamalarını giyer
yatar ama Ebru'nun burnunu çekme sesini duyar,hemen ışığı açar
Ebru'nun ağladığını görür

-Donghae: Ebru? neyin var neden ağlıyorsun?
uyuduğunu sanıyordum

-Ebru: yok bir şey,yorgunsun hadi uyu sen,ben elimi yüzümü
bir yıkayayım

-Donghae: Hayır önce ne olduğunu anlat

-Ebru: Bada ilk defa böyle yaptı,seni özlediği zaman
onu yatıştırabiliyordum sözümü dinliyordu,sana çok düşkün
tamam biliyorum ama...ben kötü bir anneyim dimi?
hikayeleride en güzel sen okuyormuşsun ayrıca

Donghae gülümser ve Ebru'nun elinden tutar

-Donghae: aşkım ben hikaye okurken o hikayeleri onun seveceği
şekilde canlandırıyorum o yüzden seviyor,yoksa sende
güzel hikaye okuyorsun kızımıza,ayrıca sen mükemmel bir annesin,
harika bir eşsin,ayrıca kızımızın inadıda sana çekmiş ;)

-Ebru: gerçekten böyle mi düşünüyorsun?

-Donghae: evet tabi ki böyle düşünüyorum,bu aralar senide
ihmal ettim farkındayım ama telafi edeceğim,
ayrıca demek senden bile çok seviyorum kızımızı :D hı?
birileri küçücük kızını mı kıskanıyor acaba? :D


-Ebru: ha ha çok komiksin,neden kıskanacakmışım

Donghae bir saniye bekle diyip salona gider ve eve girerken
Ebru'nun uyumuş olduğunu düşünerek masanın üzerine bıraktığı
bir demet gül'ü alır yatak odalarına döner,Gülleri
Ebru'ya verir ve Ebru'yu öper

-Ebru: sana inanmıyorum nereden buldun gece gece açık çiçekçi?

-Donghae: açık çiçekçi tabi ki bulamadım gece gece ama 
seyyar çiçekçiler her zaman her saat bulunur :D

-Ebru: teşekkür ederim aşkım,iyi ki varsın,iyi ki benim Kocamsın,
iyi ki kızımızın babasısın. (Ebru Donghae'yi öper ve sarılır)

-Donghae: sende iyi ki benim karımsın,çok şanslı bir adamım ben,
e yüzünü güldürüp moralini düzelttiğimize göre uyuyalım mı artık?
sabah erkenden yine şirkete gitmem gerekiyor

-Ebru: hayatım Bada'yı görmeden gitme

-Donghae: merak etme prensesimi bu sabah anaokuluna ben götüreceğim.
gelir gelmez odasına uğradım mışıl mışıl uyuyordu güzel kızımız
öptüm kokladım onu zaten

-Ebru: sen harika bir babasın biliyorsun dimi aşkım,
iyi geceler


Türkiye...

2 hafta sonra...

Deniz de Elif'de kendi işlerine kendilerini vermişlerdir
Deniz Elif'den uzak dursada Sinan bey'e karşı onu uzaktan da
olsa korumaya çalışıyordur


-Sinan: iki hafta oldu ve sen hala kızı tavlayamadın,hala
magazinlerde haberiniz çıkmadı,Deniz sanırım şu
dostlarımı aramalıyım artık

-Deniz: kendisini yaklaşmama izin vermiyor,bence bundan vazgeçin

-Sinan: o zaman kızı tavlamanın bir yolunu bul
albümünün 2 ay içinde çıkmasını istiyorsan buna mecbursun


Ertesi gün...

Deniz her şeyi göz önüne alarak basını toplar
ve açıklama yapacağını söyler,
başkan sinanın haberi yoktur...

-Ece: Elif hemen televizyonu aç Deniz haberlerde basına önemli
bir açıklama yapacakmış çabuk aç 

-Elif: nasıl ne açıklamasıymış bu? ayrıca beni artık
ilgilendirmiyor biliyorsun


Basın toplantısı...

-Deniz: sizi bugün buraya toplamamın sebebi
öncelikle tüm fanlarımdan özür diliyorum,
daha  sıkı çalışıp kendimi geliştirip karşınıza öyle çıkacağım,
2 ay sonra çıkması beklediğiniz albüm bu yıl çıkmayabilir
bu yüzden tekrar fanlarımdan özür dilerim.
hepinize geldiğiniz için teşekkür ederim iyi günler...

-Muhabirler: Deniz bey bir soru sorabilirmiyiz?
bu kararı almanızda ki sebeb ne? Deniz bey Deniz bey...


-Elif: neden böyle bir şey yaptı ki şimdi?
çok sıkı çalışıyordu gece gündüz,ne olmuş olabilir ki?


Emre yayını izler izlemez Deniz'i arar ve olanları,neden böyle
yaptığını öğrenir,Deniz telefonunu kapatır ve gizli yerine gider,
kimse Deniz'e ulaşamaz,başkan Sinan çok öfkelidir ve menajerden
hemen Deniz'i bulup getirmesini söyler...

Emre Elif ile konuşmaya gider ve ona her şeyi anlatır
Elif umrunda değilmiş gibi davranır 

Deniz biraz kendini toparladıktan sonra şirkete gider
Menajer ona kızar ve hemen Sinan bey'in odasına gitmesini söyler


-Sinan: sen ne yaptığını sanıyorsun? bunu hemen düzelteceksin
şirkete para kaybettirmeye mi niyetlisin?


-Deniz: bunu siz istediniz

-Sinan: demek fanlarını ve basını üstüme salmak istiyorsun
buna pişman olacaksın Deniz,çık dışarıya,bugün seni gözüm görmesin

-Deniz: eğer Elif'e en ufacık bir zarar verecek olursanız
şirketinizi ve sizi daha fazla bir zor duruma sokabilirim,benim
kaybedecek bir şeyim yok artık,dava mı edersiniz edin.

Ertesi gün...

magazin muhabirleri şirketin önünde atmaca gibi bekliyorlardır,
Deniz şirketin önüne gelir muhabirler üst üste soru
yağmurlarına tutarlar

-Muhabir: Sinan beyle aranızda bir sorun mu var?

-Diğer muhabir: şirkette sorunlar mı var? neden albüm çıkmayacak
neden bu kararı aldınız? bunu siz mi istediniz?

-Muhabir: yoksa Elif Güneş mi bunu istedi?
kendisiyle sevgili misiniz? ilişkiniz ne zaman başladı?

-Deniz: arkadaşlar öyle bir şey yok nereden çıkartıyorsunuz
bunları? 

-Muhabir: şarkıcılık hayatınızı bitiriyormusunuz yoksa?
başarısızlık mı yaşıyorsunuz?

O sırada Elif gelir ve Deniz'in elini tutar
muhabirler hemen flashları patlatır ve soru yağmuruna
tutarlar

-Elif: tek tek sırayla soru sormayacaksanız cevap beklemeyin

-Deniz: Elif ne yapıyorsun

-Elif: izninle canım. (muhabire döner) 
az önce şarkıcılık hayatınızı bitiriyormusunuz
başarısızlık mı yaşıyorsunuz diyen sizdiniz dimi?
siz sanırım Deniz'i iyi tanıyamamışsınız he eğer tanımış olsaydınız
herkesin hayatında inişli çıkışlı durumlar anlar olabilir,
Deniz gibi tırnaklarını kazıyarak olduğu konuma gelmiş birine,
yıllarca çabalayarak didinerek buralara gelmiş,herkesin
tüm dünyada fanlarının sevgisini kazanmış birine,kalbi yüreği güzel
iyi birine bu tür soru sorarak deneyimsiz ve ön yargılı olduğunuz
ortaya çıkıyor,ben onu şarkılarına sesine bakarak sevmedim
ben onu dürüstlüğü iyi biri olması güzel kalpli olması yüzünden
sevdim


-Muhabir: yani Deniz bey'i seviyor musunuz?

-Elif: tabi ki onu seviyorum ve her zaman onun yanında olacağım,
ayağınızı denk alın ona göre :P ;)

Muhabirler Elif'in son söylediğine gülerler ve Elif Deniz'i onların
elinden kurtararak şirkete sokar

Elif Deniz'i şirkeye soktuktan sonra elini bırakır

-Deniz: Elif neden yaptın bunu? bu neydi şimdi?

-Elif: şimdi değil sonra...sonra konuşacağız

Elif Deniz'i bırakıp hemen Sinan bey'in odasının kapısına gelir
Sekreter haber veriri ve Elif odaya girer...


Sultan iş yerindeyken Ramen yerken,birden haberi görüp videoyu
izleyince Ramen adeta boğazında kalır,iş arkadaşı Gül hemen 
arkadaşının sırtına vurur ve ona su verir


-Gül: helal Sultan helal,çok hızlı mı yiyiyorsun Ramen'i

-Sultan: ne alakası var,haberi görmedin galiba,şaşırdığım için
Ramen boğazımda kaldı

-Gül: Ha Neul'ın sevgilisi haberi çıksa ne yaparsın acaba 
çok merak ediyorum

-Sultan: gözlerini oyarım o kızında Ha Neul'ın da

-Gül: sana seve seve yardım ederim hahahaaa,ayrıca Elif Gündeş
senin arkadaşın değilmiydi? senin bu habere bu kadar şaşırmaman 
gerek

-Sultan: Birbirlerini sevdiklerini biliyorum ama itiraf etmemişlerdi
ki Elif medyanın önünde bunu yaptıysa bir sebebi vardır
neden beni çeneye tutuyorsun Gül,Elif'i aramam lazım

-Elif: efendim Sultan?

-Sultan: az önce yaptığın neydi öyle? neler oluyor Elif?

-Elif: Sultan'cım akşama anlatırım olur mu şimdi telefonda olmaz

-Sultan: tamam Ece'yi de alıp geliyorum sana akşam

Emre haberi görünce merakına yenik düşüp arkadaşı Deniz'i arar
Deniz de hiç bir şey anlamadığını,Elif'in birden neden böyle
yaptığını bilmediğini ama öğreneceğini söyler.
Emre de aslında bunu Elif'in neden yaptığını bildiği halde
Deniz'e söylemez,zira her şeyi Elif'e anlatan aslında kendisidir.


Güney Kore...

Ebru o gün Bada'yı kreşe yollamaz ve kızıyla güzel bir gün
geçirebilmek için hayvanat bahçesine giderler
Bada hayvanları görünce o kadar çok mutlu olur ki bir maymunun
peşinden koşarken düşer ve dizi kanar,Bada ağlar ama Ebru
annesi olduğu için onu sakinleştirir ve kızının dizine
pansuman yapar,anne kız sonra yemek yerler

-Bada: Omma(anne) babamlada gelelim buraya,burası çok güzel
ben çok sevdim

-Ebru: köfteni bitirirsen babanı ikna edebiliriz belki

-Bada: anne bulardan bir tanesini eve götüremezmiyiz?

-Ebru: Ne zaman istersen buraya gelip onları sevebiliriz 
besleyebiliriz ama eve götüremeyiz güzel kızım.

Bada üzülür ama Ebru onun gönlünü bir şekilde alır
ve eve giderler,Donghae eve biraz erken gelmiştir
Donghae kapıyı açar açmaz Bada " Appa( babaaaa)" diye Donghae'nin
boynuna atlar,baba kız aşk yaşarlar sonra Donghae Bada'yı kucağından
indirir kızının dizinde ki yarayı görünce yüzü değişir


-Donghae: Bada, ne oldu sana? yaralandın mı?
Ebru nerede oldu bu? nasıl oldu? hastaneye gitmediniz mi?

-Ebru: Donghae sakin ol abartılacak bir şey yok,
pansuman yaptım ve ilaç sürdüm,şimdi acımıyor dimi kızım?

-Bada: hayır acımıyor

-Donghae: nasıl oldu bu?

-Ebru: hayvanat bahçesine gitmiştik ve birden elimi bırakıp
maymunun peşinden koşmaya başladı sonra düştü hepsi bu

-Donghae: sana inanamıyorum Ebru,nasıl bu kadar sorumsuz
bir anne olursun? ya daha fazla yaralansaydı?

-Ebru: Bada'cım hadi annecim sen odana gidip oyuncaklarınla
oyna 

-Bada: tamam annecim

-Ebru: kızımızın yanında nasıl böyle konuşursun
küçük olabilir ama her şeyi anlıyor


-Donghae: neden hastaneye götürmedin? 

-Ebru: sorumsuz bir anneyim ya o yüzden.
açmısın?

-Donghae: değilim,olsada kızımın o halini görünce
iştahım kaçtı zaten


-Ebru: iyi ben gidip Bada'yı uyutacağım

-Donghae: gerek yok ben uyuturum kızımı

-Ebru: iyi

-Donghae: iyi


Donghae Bada'yı uyutmaya gider,Ebru'da salona gider,
televizyonu açar kanalları zap'lar yinede Donghae'nin
onu suçladığı şeyi düşünmeden edemez,bahçeye çıkıp havuz'un
yanına kadar yürür,havuz'un üstünde ki kendi yansımasına
bakar ve düşünmeye başlar,hava soğuk olmasına rağmen
gözlerinden yaşlar süzülür,burnunu çeker,

Donghae Bada'yı uyuttuktan sonra oda'ya geçer ama Ebru
oda da değildir,Salona bakar,Mutfağa bakar,diğer odalara 
ve üst kata bakar ama Ebru'yu bulamaz,bahçeye bakarken Ebru'yu görür,
Ebru üstü incecik bir buluz ile soğukta Havuz'un yanında oturuyordur.

Donghae bir atkı alarak Ebru'nun yanına gider ve atkıyı karısının
omuzlarına örter,Ebru atkıyı ona geri verir

-Donghae: Hayatım hava soğuk,hadi yatmaya gidelim

-Ebru: sen git ben biraz daha duracağım

-Donghae: Ebru neden bakmıyorsun yüzüme?

Donghae karısını kendisine döndürür ve onun kızarmış burnuna
bir öpücük kondurur,Ebru kendini geri çeker.

-Donghae: Aşkım yine ne oldu?

-Ebru: sorumsuz bir anne ile burada üşüme daha fazla sen git uyu

-Donghae: Ebru özür dilerim,aşkım gerçekten özür dilerim
öyle demek istemediğimi biliyorsun,Bada'nın saçının teline zarar
gelse dünyayı yakacağımı biliyorsun,ve Bada söz konusuysa
ağzımdan çıkanı kulağım duymaz biliyorsun

-Ebru: kendini biliyorsun en azından, ben gerçekten sorumsuz
kötü bir anne miyim gerçekten Donghae?

Donghae Ebru'ya şalı örter ve ellerini ellerinin arasına alır
hem ellerini ısıtır hemde karısının gözlerinin içine bakar

-Donghae: asla,sen harika bir annesin bunu biliyorsun,
ve seni üzdüğüm için olmadığın bir şey ile seni suçladığım için
asıl ben kötü bir kocayım.

-Ebru: hayır sen kızına aşırı düşkün bir baba ve ara sıra
karını istemeden de olsa üzen ve ihmal eden ama karını her zaman
mutlu eden muhteşem bir kocasın,ELF'lerin ve ELFish'lerin sevgilisi
Super Junior'ın balığı ve kıymetli üyesisin aynı zamanda,
ama Donghae gerçekten benim sorumsuz bir anne olduğumu
düşünmüyor musun?

-Donghae: Aigoo!! bu bir ay sürer mi aşkım? bence bu konuyu
artık düşünme ve bana odaklan,Bada uyudu

-Ebru: eee yani?

Donghae gülerek...


-Donghae: gel hayatım,gel aşkım,gel bitanem sen gel :) 

Donghae Ebru'yu elinden tutar ve içeri girerler...


Türkiye...

Ertesi gün...

Akşam Elif Sultan ve Ece'ye her şeyi anlatmıştır
kızlar geç vakitlere kadar konuştuktan sonra evlerine gitmişlerdir

Deniz o gece uyuyamaz ve Elif'in neden böyle bir şey yaptığını
anlamaya çözmeye çalışır ama bulamaz
hemen hazırlanır ve şirkete gitmeden önce Elif'i arar
ve sahilde buluşurlar...

-Deniz: Elif neden dün öyle bir şey yaptın?

-Elif: sana yardım etmek istedim,seni bu sorulardan
kurtarmak istedim 

-Deniz: sadece bu kadar mı?

-Elif: hayır,albümünün çıkmasında yardımcı olmak için
skandallara vs karışmaman için yaptım

-Deniz: albüm çıkarıp çıkartmamam ile neden ilgileniyorsun ki?

-Elif: ondan önce ben sana bir şey sorayım,senin yaptığın
o saçma açıklama neydi? ne demek albüm çıkmayabilir,
şirket başkanına pabuç mu bırakacaksın yani?

-Deniz: bir dakika yoksa sen...ama nasıl?

-Elif: bir şekilde öğrendim işte,şirket başkanının sırf
satışlar ve albüm için seni
beni tavlamaya zorladığını ve senin kabul etmediğini...
bu yüzden albüm çıkartmama kararı verdin dimi?

-Deniz: sana zarar vereceğini söyledi bende baş kaldırdım
ve öyle bir karar aldım

-Elif: Sinan bey bana hiç bir şey yapamaz,sadece seni
tehdit etmek istemiş ve bunu kullanmış,eğer sen o şirkette
olmasaydın o şirketi onun başına yıkar ve şirketin iflasını 
sağlayabilirdim

-Deniz: benim için yani

-Elif: benim için yani

-Deniz: Elif sana bir şey söyleyeceğim ama benden uzaklaşırsın
diye korkuyorum

-Elif: ne söyleyeceğini biliyorum,bunu bildiğim için
zaten dün gazetecilerin önünde gerçekten içimden geçenleri
söyledim

-Deniz: yani şimdi sende beni...

-Elif: evet,artık benim işe dönmem lazım,seninde şirkete
gitmen lazım sıkı çalışman lazım ki yeni albümü çıkartabilesin
mücadeleyi asla bırakma

-Deniz: Elif sonra görüşür müyüz?

-Elif: :) bugün biraz zor ama yarın olabilir

-Deniz: Elif gitmeden bir şey soracağım,sen bütün bu olanları
nasıl öğrendin?

-Elif: Söyleme diye tembihledi bu yüzden söyleyemem

-Deniz: Emre'ydi dimi? sana gelip bir şeyler anlattı
sende bu kararı verdin

-Elif: evet beni harekete geçiren oydu ama ona kızmamalısın
çünkü o da arkadaşını düşünüyor,Emre gibi bir arkadaşın
olduğu için şanslısın,şimdi toplantıya yetişmeliyim

Deniz'in ağzından...

Elif'in beni kurtarması ve yardım etmesi beni mutlu etmişti
ama gazetecilerin önünde de gerçekten içinden geçenleri
söylediğini söylese de  onun duygularından emin olmam gerekti,
gerçekten beni seviyor mu yoksa sadece beni kurtarmak için mi
söyledi o sözleri bilmiyordum.


Deniz bu düşüncelerle kendi işine koyulur
Elif yoğun bir günün ardından evine gider ve çizim yapar
çünkü yiğeni Bada'ya özel bir hediye hazırlaması gerekiyordur.
Elif çalışırken her zaman olduğu gibi telefonunu kapatır
bir süre sonra yorgun düşüp çalışma odasından çıkar 
telefonunu açar ve cevapsız arama vardır,hemen o arayan kişiyi
geri arar


-Elif: Alo,Ayla abla beni aramışsın hayırdır önemli bir şey mi
oldu?

-Ayla: yarına kadar bekleyemedim,gerçekleri birde senden duyayım dedim

-Elif: gerçekleri mi? hangi gerçekleri?

-Ayla: Deniz ile senin haberini gördüm bugün,anlat bakalım
doğru mu bu? 

-Elif: Şeyyy...Ayla abla

-Ayla: çiftlikte ki birbirinize bakışlarından biliyordum biliyor musun
gerçekten seviyor musun Deniz'i?

-Elif: Evet,ama onu bilmiyorum tam olarak

-Ayla: Onun sana bakışları da senin ona baktığın gibiydi,
yalnız ne oldu da medya önünde böyle bir şey yaptın?

Elif çok detaya girmden üstü kapalı anlatır olanları,
Ayla bu olanları duyunca sinirlenir ama Elif'i bu yaptığından
dolayı teşekkür eder telefonu kapatırlar


Güney Kore...

Ebru,Bada ve Donghae kahvaltı yaparlarken Donghae'de 
internet haberlerini okuyordur,kahvesinden bir yudum
alan Donghae Elif'in haberini görünce kahve genzine kaçar

-Ebru: Donghae iyi misin? helal helal(sırtına vurur)
ne oldu?

-Bada: Babacım hasta mı oldun yoksa? anne ben doydum,
babama ıhlamur yapacağım hemen iğleşsin

Bada sofradan kalkar ve odasında bulunan oyuncak mutfağına gider
Donghae kızının yanlarından ayrılmasıyla Ebru'ya döner

-Donghae: Hayatım şimdi sakin ol tamam mı? 

-Ebru: Donghae korkutma beni ne oldu?

-Donghae: haberlerde Elif var

Ebru haberi okur ve şaşırır

-Ebru: nasıl yani ünlü şarkıcı Deniz Kaya ile çıkmaya mı başlamış
ve bu haberi benimle paylaşmadı,sorarım ben ona bunun hesabını

-Donghae: Ebru vakti olmamıştır belki,çok çalışıyor biliyorsun

-Ebru: en son yaşadığı olaydan sonra biliyorsun erkeklere güvenmiyordu
bir daha asla aşık olmayacağım diyordu

-Donghae: demek ki kalbini tekrar çalabilen biri çıkmış
üstelik Deniz Kaya,bu sene ödül almıştı Kore'den baya popüler

-Ebru: Korkuyorum Donghae,Elif'in mutlu olmasını bende çok istiyorum
ama ya yine aynı şeyleri yaşarsa,kalbi ya yine kırılırsa

-Donghae: o zaman bizde onun kafasını kırarız merak etme 

-Bada: al babacım sana ıhlamur yaptım,hemen iyieşirsin

Bada Donghae'ye oyuncak mutfağında yaptığı ıhlamur bardağını
uzatır,Donghae bardağı alır ve içer gibi yapar

-Donghae: hımm çok güzel olmuş,ellerine sağlık prensesim,
çok iyi geldi bu,hemen iyileştim,ilaç içmek zorunda kalmadım
güzel kızım sayesinde

-Bada: ben sana hep yaparım babacım ama sen hiç hasta olma olur mu

-Donghae: sen bana böyle çaylar yapıp bakarsan hasta olmam ki ben

Donghae kızının yanağına buse kondurur ve artık şirkete
gitmesi gerektiği için Ebru'yu da öper ve endişelenmemesi
gerektiğini söyleyip evden çıkar.


Donghae evden çıkınca Ebru sofrayı
toplar Bada odasında oyuncaklarıyla oynarken de Ebru
Sultan'ı arar.

-Ebru: Sultan daha yeni gördüm haberleri,doğru mu?

-Sultan: evet doğru ama benim içimde yine bir şeyler yanlış diye
bir kurt var 

-Ebru: Sultan biliyorsun Elif yine aynı şeyleri yaşarsa
bir daha çok zor toparlar,ona çok dikkat etmelisin

-Sultan: biliyorum,bu yüzden önlemimi alıyorum sen merak etme
Elif'in bir daha o kötü şeyi yaşamasına izin vermeyeceğim


Türkiye/istanbul...

Ece kısır, Sultan ise Ramen ve Kek ile birlikte
Elif'in evine gelirler

-Ece: ben sana demedim mi kesin çalışıyordur bu iş manyağı
arkadaşımız diye Sultan

-Elif: kızlar hoşgeldiniz

-Sultan: hoşbulduk şekerim,ramen kek ve kısırla birlikte geldik
artık bugünlük diyeti bozarsın,iki çift sohbet edelim özledim 

-Elif: daha bir kaç gün önce o dediğin iki çift lafı etmedik mi
kızlar çalışmam lazım,siz oturun

-Ece: a a yok artık bunun huyu da değişmiş,resmen yalnız
bırakılıyoruz,kovuluyoruz kibarca

-Elif: kızlar aşk olsun ya onu mu dedim şimdi
tamam işi mişi bıraktım çayı koyuyorum

-Sultan: azcık nefes al diye geldik kızım ya,sen çayı koy
bizde geliyoruz şimdi

Elif mutfağa gittikten sonra Ece ve Sultan konuşur

-Ece: ne yapacağız? ya her şey bir medya oyunu içinse

-Sultan: tamamen emin olacağız,ama merak etme bir planım var
önlem alıyorum

-Ece: ne planın var?

-Elif: kızlar çekirdek de koyayım mı?

-Sultan: sonra konuşuruz Ece,hadi.
sorman hata çekirdeksiz olmaz

-Elif: ee çıkartın ağzınızda ki baklayı bakalım,akşamın bu 
saatinde siz kısır kek ile gelmezsiniz,dökülün :)

-Sultan: seni merak ettik ve gerçekten sohbet etmek istedik
bakla makla yok 

-Ece: ama merak ettiğimiz bir şey var

-Sultan: Deniz hakkında ne düşünüyorsun? gerçekten seviyor musun?

-Elif: Deniz iyi biri,okyanus gibi. kalbim onu sevdiğimi söylüyor
ama aklım...

-Sultan: kalbini dinle demek çok istiyorum lakin şimdi değil,
birkaç gün daha bekle,emin ol

-Elif: öyle mi diyorsunuz kızlar?

-Ece: evet,bu arada konser yarın ne giyeceksin?

-Elif: geçen gün size gösterdiğim şu elbise var ya
bitti o,onu giymeyi düşünüyorum

-Sultan: hani şu safir mavisi yapacağını söylediğin dimi?

-Elif: evet

-Ece: Deniz'in aklını başından alıp Konseri sabote edeceksin
herhalde :) 

-Sultan: bence olur, millet güzellik görsün.

Deniz bir eğlence mekanına gitmiş Emre ile dertleşiyordur.

-Deniz: gelecek mi gelmeyecek mi konsere onu bile bilmiyorum

-Emre: neden emin olamıyorsun oğlum ya,kız sana neredeyse söylemiş
sevdiğini.

-Deniz: offf bilmiyorum aklım karma karışık

-Emre: arayıp teyit etsene burada kendini yiyip bitireceğine

-Deniz: doğru diyorsun arıyayım en iyisi.

-Elif: Efendim Deniz

-Deniz: seni şey için aradım...merak ediyorum da,yarın konsere 
gelecek misin?

-Elif: aa Konser yarın mıydı? ben tamamen unutmuşum,
ama yarın ben gelemem malesef toplantım var ve uzun sürer
kusura bakma tamam mı?

-Deniz: bunu duyduğuma üzüldüm,olsun kısmet,başka zaman artık
ben seni daha fazla rahatsız etmiyeyim iyi geceler.

Deniz telefonu kapatır kapatmaz Emre'ye döner
"Gelmiyor,işi varmış,yok kesin eminim beni sevmiyor"

Elif telefonu kapatınca güler

-Sultan: niye böyle bir şey yaptın?

-Elif: yarın ona süpriz yapmak için yaptım böyle bir şeyi

-Sultan: az önce biz ne konuştuk,akıllanmazsın sen ya :)

-Elif: gelmeyeceğimi duyunca sesi değişti üzüldü ay çok tatlı ya

-Ece: dengesizleşiyorsun zaman zaman Elif :)

Denizi uyku tutmaz ve gece koşuya gider,sabah da
önce şirkete gider prova yapar sonra akşam vereceği 
konser sahnesinde dansçılarıyla prova yapar,
Konser saati gelmiştir,Konser öncesi medya kamera ile
gelen ünlü misafirleri çekerken ufak bir ropörtaj da
yapıyorlardır,o ünlüler arasında Elif de vardır.
Deniz sahneye çıkar büyük bir 
coşku ile karşılanır konserini verir milleti coşturur
eğlendirir ve konser sonrası Deniz sahneden toplu bir 
selfie yapar
Elif Deniz sahneden inince ona doğru adım atar ama genç fanları
bir anda Deniz'in etrafını sarar,Elif de geri çekilir 


Elif de Deniz'de evlerine giderler birbirlerini görmeden.
Deniz'in aklı konserine gelmediğini düşündüğü Elif'dedir.
Deniz üstünü değiştirip yatağına uzanır ellerini başının
arkasına koyar,sağa döner,sola döner ve sonunda yatağında
bağdaş kurarak oturur,Eline telefonu alır,Elif'i aramak ister,
vazgeçer,mesaj yazmaya karar verir " bu akşam seni göremeyince
üzüldüm,umarım iyisindir,seni merak ediyorum,yarın müsaitsen
seninle konuşmak istiyorum" yazar ama mesajı göndermez ve ne 
yapıyorum ben deyip mesajı siler.


Diğer yandan ise Elif eve gelince üstünü değiştirir ve 
kendine bir kahve yapar çalışma odasına gider çalışır.

Ertesi gün...

Deniz şirketine gider,Elif'de mağzadan önce atöyleye gider

-Damla: Elif hanım bir hafta önce hatırlat demiştiniz
haftaya Güney Kore'ye gitmeniz gerek,Bada'nın doğum günü için.

-Elif: tamam Damla ama bunu bana 2 gün önce hatırlat bana 
şimdi bu dosya çok önemli bunu üretime veriyorsun,
seçtiğim o kumaşlar ile bu çizimi Taner beye veriyorsun,
ben onu zaten arayacağım,bak Damla bu her şeyden daha önemli
ve aciliyeti var sakın başına bir iş gelmesin

-Damla: peki Elif hanım, hemen hallediyorum

-Elif: tamam şimdi ben mağzaya geçiyorum sende bu işi halledip
hemen geri dön,bugün yapacak çok işimiz var


Deniz şirkette dans odasına gidip sıkı bir prova yapmakla meşkuldür,
prova biter ve biraz mola verir,dışarıya çıkar kalve alır ve
yavaş yavaş yürürken dalgın güzel bir kızın topuklu ayakkabısı
takılınca kızın elinde ki sıcak kahve Deniz'in üstüne dökülür,
kızda yere düşer

-Kız: ağğğhhh! 

-Deniz: iyi misiniz hanım efendi?

-Kız: sanırım ayağımı burktum,asıl siz iyi misiniz? kahve
üzerinize döküldü hay Allah yandınız benim yüzümden

-Deniz: sorun değil,ben iyiyim kalkabilecek misiniz?

-Kız: evet kalkabilirim,ama hatalı olan bendim,topuklu
ayakkabının topuğu kırılınca dengemi sağlayamadım ve sizi
yaktım,isterseniz şu ileride bir mağaza var üstünüzü orada
değiştirin bende kıyafetlerinizi kuru temizliye vereyim
böylelikle hatamı telafi etmiş olurum

-Deniz: gerek yok sağolun,lütfen ısrar etmeyin,
arabanız yoksa taksi çağırayım size

-Kız: siz eşlik etseniz

Deniz kızın niyetine çoktan anlamıştır ama centilmenliğini
bozmadan kızı göndermek istiyordur

-Deniz: üzgünüm bunu yapamam,size iyi günler

Deniz tam dönüp gidecekken kız kolundan tutar
Deniz kızın elini kolundan nazikçe indirir

-Deniz: Amacınız nedir bilmiyorum,ama bir daha böyle ucuz numaralar
yaparak bana yaklaşmaya çalışırsanız sonuçlarına katlanmak
zorundasınız,ayrıca kalbim başkasına ait,şimdi
korumalarıma seslenmeden önce yolunuza gidin


Kız arkasını döner ve parka gider

-Sultan: ne yaptın nasıl gitti Nilay?

-Nilay: yemedi Sultan abla,sayende Deniz beni bir daha görmek
istemiyor

-Sultan: peki ne dedi ne konuştunuz?

-Nilay: elimden geleni yaptım ama kalbinde başka biri varmış
ve bir daha böyle numaralarla ona yaklaşmaya çalışırsam
sonuçlarına katlanacağımı söyledi,abla senin hatırın için
böyle bir şey yaptım ama pişman oldum

-Sultan: bir şey olmaz,peki kızın adını söyledi mi?

-Nilay: hayır,Sultan abla benim artık derse gitmem gerek
görüşürüz 

-Sultan: tamam canım teşekkür ederim yardımın için


Güney Kore...

Ebru mutfakta yemek yaparken Bada koşarak annesinin yanına gelir.

-Bada: Omma (anne) ben Donghwa amcamı ve babannemi özledim

-Ebru: tamam güzel kızım yemeği yapayım,yemeğimizi yiyelim
sonra sen uyu uyan sonra gideriz olur mu?

-Bada: hayır banane ben şimdi gitmek istiyorum banane
beni şimdi götür amcama

-Ebru: şimdi olmaz,git oyuncakların ile oyna sonra gideceğiz

-Bada: hayır ben şimdi gitmek istiyorum 

Ebru güzellikle anlatsada Bada'nın inatçılığı tutmuştur

-Ebru: Böyle yaparak beni çok üzüyorsun Bada'cım

-Bada: ben seni sevmiyorum,babamı seviyorum,seninle
bir daha konuşmayacağım

-Ebru: peki konuşma,ama böyle yaparak beni çok üzdün,
odana git hemen ve bu yaptıklarını düşün

Yarım saat sonra Ebru Bada'nın odasına gider ve Bada
iki bebeğini konuşturuyordur

"Böyle yaparak beni çok üzdün Anna" "o zaman ne yapmam gerek "
"anneler üzülmez bu yüzden özür dilemen gerek" " ya affetmezse"

-Ebru: anneler prenseslerini affederler ama bir daha anneleri
üzmemek gerek dimi kızım?

-Bada: Anne özür dilerim

-Ebru: kıyamam sana güzel kızım benim,Donghwa amcanı aradım
geliyor,seni lunapark'a götürecekmiş babannen ile

-Bada: Yaşasın,amcam ve babannem geliyor

Donghae'nin abisi Donghawa yiğeni Bada'yı alır ve lunapark'a götürür.
Ebru'da yemekleri yaptıktan sonra arkadaşları ile buluşur
güzel vakit geçirirler



Türkiye...

Ertesi gün...

Sultan Ece zorla bin bir dille Elif'i Deniz'in sık gittiği
ve hergün uğradığı bir mekana götürürler
ve Deniz'in geldiğini gören Ece işaret verir yanlarına 
yakışıklı boylu poslu cool bir adam gelir,kızlar lavoboya gitme
bahanesiyle masadan kalkar,masada Elif ve o yakışıklı adam başbaşa
kalmıştır,kızlar bir yandan Deniz'in ne yapacağını merak ederken
bir yandan da Elif'i izlerler


-Murat: tasarımlarınız çok güzel,şık giydirmeyi iyi biliyorsunuz

-Elif: sizde modeldiniz değilmi? 

-Murat: evet

-Elif: bu kızlar nerede kaldı ya,toplantım var gitmem gerek

-Murat: bir şey mi dediniz?

Murat Elif'in elinin üstüne elini koyar,Elif öfkeyle bakar

-Elif: kusura bakmazsanız benim toplantım var,zaten beni neden
zorla buraya getirdiklerini de anlamış değilim

O sırada Deniz Elif'i görür ve yanlış anlayıp kıskanıp geri döner.
kızlar masaya geri döner ve Elif toplantısı olduğunu söyleyip 
masayı terk eder


Deniz öfkeyle arabaya biner,arabada Emre'de vardır

-Emre: e oğlum hani kahveler nerede?
bu halin ne? ne oldu?

-Deniz: artık emin oldum Emre,beni gerçekten sevmiyor,
sadece beni kurtarmak için o sözleri söyledi

-Emre: ne oldu anlat?

-Deniz: bitti

-Emre: ne olduğunu bilmiyorum ama yanlış anlamışta olabilirsin
bence son bir kez konuş,dostum bak pişman olacağın karar verme

3 saat sonra...

Elif toplantıdan çıkmıştır ve odasına geçmiştir,
Elif telefonunu açar ve Deniz'den 6 cevapsız arama ve 1 mesaj  
geldiğini görür,mesajı okur " müsait olduğunda beni acil ararmısın"

-Elif: efendim Deniz,kötü bir şey mi oldu 6 kere aramışsın 
toplantıdaydım

-Deniz: belliydi zaten toplantıda olduğun,artık kiminleyse

-Elif: anlamadım

-Deniz: Elif senin orada ki parka gelirmisin hemen
sana önemli bir şey soracağım,telefonda olmaz,hemen bekliyorum.


3 Saat Önce,toplantı öncesi...

-Ece: kızım bir dur bizi bir dinle

-Elif: kızlar sizi dinlemek istemiyorum,toplantıya geç kalıyorum

-Sultan: bizi dinlemek zorundasın Elif,bunu neden yaptığımızı
aslında sende biliyorsun

-Elif: bakın bir daha bana böyle bir oyun oynarsanız...


-Sultan: bir daha aynı duruma düşme diye bunu yaptık
neden anlamıyorsun,sen bir daha üzülme diye yapıyoruz bunu
o alçak Altan'ın yaptıklarını tekrar yaşama istedik,
ruh gibiydin,yemeden içmeden kesildin aylarca o aşşalığın
yaptıkları yüzünden,ne çabuk unuttun o hallerini

-Elif: beni rahat bırakın kızlar


3 Saat sonra...park

-Elif: seni dinliyorum neymiş o telefonda konuşamayacağın şey

-Deniz: açık konuşacağım ve tek bir soru soracağım sana
ve bana dürüst olmanı tercih ederim

-Elif: soracağın neyse artık sorarmısın? seni sıkan ne?

-Deniz: o gün medya önünde ve sonrasında söylediklerin
gerçekten sadece beni sevdiğin içinmiydi yoksa beni kurtarmak için mi?

Elif bir süre sessiz kalır 

-Elif: kalbin ne diyor? bu soruyu sorarken?

-Deniz: sadece soruma cevap verir misin?

-Elif: pekala,sadece medya inansın diye.

-Deniz: Artık buna gerek kalmadı,sakın bir daha medya önünde
beni kurtarmak için böyle bir şey yapma,kendi başımın çaresine
bakabilirim,şimdi hoşçakal

Elif Altan'ın yaptıklarını hatırlayınca erkeklere güveni
tekrar yıkılmıştır bu yüzden kalbi seni seviyorum diye
haykırsada dilinden çıkanlar tam tersi olmuştur,Deniz'in
kalbini kırmıştır,daha fazla üstelemeden onun yanından
ayrılmıştır

3 gün sonra...

Güney Kore...

Donghae evlilik yıldönümlerini kutlamak için sürpriz hazırlamıştır,
ama Bada'ya da bakmaları kızıyla ilgilenmeleri için
SJ üyeleri olan Bada'nın amcalarını çağırmıştır.

Bada amcalarını görünce çok mutlu olur ve hemen kucaklarına atlar

-Bada: Eunhyuk amcaaaaa,seni çok özlediiim

-Eunhyuk: bende seni çok özledim prensesim

-Heechul: beni özlemedin mi cadı? en çok beni özlemen gerek

-Donghae: Heechul amcan yine şaka yapıyor prensesim

-Bada: Babacım lütfen amcalarım ile arama girmezmisin,
burada hasret gideriyoruz

Bada'nın bu çıkışına üyeler güler

-Donghae: tamam kızım bir şey demedim gider hasretini bol bol
amcalarınla,bizim annenle biraz işimiz var,sen amcalarını
üzme tamam mı

-Bada: tamam babacım,Teuk amca köpeğini getirmedin mi?

-Teuk: biraz hasta oldu Bada'cım,iyileşsin getireceğim tamam mı?

-Ebru: çocuklar kusura bakmayın,böyle sizi yalnız bırakıyoruz,
Bada'cım sakın amcalarını üzme tamam mı? uyku saatin geldiğinde
itiraz etmeden uyuyacaksın tamam mı? söz ver bakim anneye

-Bada: tamam anne yaksu(söz)

-Donghae: babaya da bir öpücük alayım

-Bada: mucux,Heechul amcam bana masal okusun ama sonra

-Heechul: elbette ben okuyacağım,Aish siz artık gider misiniz

-Eunhyuk: hadi anneyle babaya bay bay yapalım Bada

-Ebru: çocuklar 9:30 dedimmi uyumalı,sizi çok yorarsa yada
söz dinlemezse beni hemen arayın,ev sizin,istediğiniz gibi takılın
ama lütfen çok dağıtmayın :) 

-Sungmin: anne yüreği :) 

-Donghae: hadi hayatım,hadi aşkım gel,çocuklar halleder,
çocuklar teşekkür ederim 

-Siwon: yiğenimizi özlemiştik zaten,hadi gidin artık

-Shindong: Bada senin ocağında yemek yapalımmı?

-Bada: yapalım dong dong amca

-Siwon: bizede kahve yapar mısın peki?

-Bada: Siwon amca,kahve içmemelisin

-Siwon: neden peki?

-Bada: çünkü annem kahvenin zararlı bir şey olduğunu söyledi
büyüklerde akşamları kahve içmemeliymiş 

-Leeteuk: çocuk haklı,peki bize ne ikram etmek istersin?

-Bada: ballı süt

üyeler gülmeye başlarlar

-Eunhyuk: yardım edeyim ister misin?

-Bada: hayır,siz oturup Shindong amcam ile beni bekleyin
biz yaparız dimi dong dong amca

-Shindong: evet prenses

üyeler hem Bada ile oynarken hemde evde takılıyorlardır
güzel vakit geçiriyorlardır,Donghae'de göl kenarında
hazırladığı romantik süprizli masada,karısıyla başbaşa
güzel vakit geçiriyorlardır,Donghae'de Ebru'da birbirlerinden
gözlerini alamıyorlardır.

-Donghae: gözlerinde kayboluyorum,bana böyle aşkla 
bakıyorsun ya,dünyada sanki bir tek ikimiz varız
gibi hissediyorum,dünyanın en mutlu en şanslı adamı benmişim gibi
hissediyorum,iyi ki benim eşimsin,iyi ki kalbimin sahibi sensin,
iyiki sana deliler gibi aşık olmuşum,iyi ki beni sevmişsin

-Ebru: asıl şanslı benim,kaderimiz bir yazılmış,iyi ki sende beni
sevmişsin,beni sevmeseydin ben ne yapardım düşünmek bile istemiyorum,
beni sevdin birde eşin olmamı istedin,birde prensesimiz oldu,
masalarda yaşıyor gibiyim,bizi hiç bırakma ve benim sana deliler
gibi aşık olduğum gibi kal,benim güzel yürekli,melek kalpli,
romantik,sevdimmi tam seven,düşünceli,mükemmel,duygusal balığım
olarak kal,seni seviyorum,seni çok fazla seviyorum Donghae

-Donghae: bende seni deliler gibi seviyorum aşkım

Donghae önce Ebru'yu dansa kaldırır romantik bir dans ederler,
sonra piyano başına geçer ve kendisinin sözlerini yazdığı
şarkıyı (one more chance) 'i çalıp karısının gözlerinin içine bakarak
söyler...

Üyeler yiğenleri Bada ile güzel vakit geçirip onunla oynadıktan
sonra salonda playstation oynarlarken Heechul'de Bada'nın
odasında Bada'ya masal okuyordur,canlandırma yaparak,Bada'yı
eğlendirerek.


Türkiye...

Aradan üç gün geçmiş olmasına rağmen Deniz Elif'i hala
unutamamıştır,gündüzleri kendini işine verip sıkı
çalışıp,geceleri de sıkı spor yapıyordur.

Elif ise her zaman ki gibi işinin yoğunluğuna kendini
kaptırmış olsada geceleri başını yastığına koyduğunda
Deniz'i düşünüyordur ve internetten onun hakkında
haberleri okuyordur.

Elif 2 gün sonra Güney Kore'ye yiğeni Bada'nın
doğum günü için 1 hafta önceden gidecektir

-Damla: Elif hanım,beklediğiniz elbise geldi,
Elif hanım,Elif hanım...

-Elif: efendim Damla bir şey mi dedin ?

-Damla: çok dalgınsınız bugün,canınızı sıkan bir şey mi var?

-Elif: önemli değil işimize bakalım biz,sen ne diyordun?

-Damla: beklediğiniz önemli olan elbise hazırmış,
birazdan döndereceklermiş

-Elif: tamam,gelir gelmez hemen getir bana 

-Damla: bir de 2 gün sonra sabah 9'da Güney Kore'ye
uçuşunuz var onu hatırlatmak istedim,benim gelmemi istemediğinize
emin misiniz?

-Elif: eminim sen buradan beni haberdar edeceksin,1 hafta 
yokum ama hergün olan biteni bana rapor vereceksin

-Damla: peki efendim.

-Elif: Alo,Sultan 2 gün sonra sabah 9 da uçuşumuz var Kore'ye
bilgin olsun canım

-Sultan: merak etme bavulumun yarısı hazır zaten,
akşam bana gelsene biraz sohbet ederiz

-Elif: boşver canım hiç bir yere çıkmak istemiyor,eve gidince
yatıp uyuyacağım

-Sultan: hala Deniz'i mi düşünüyorsun?

-Elif: ben onu sevdim yine bir adama güvendim ama...

-Sultan: benim testimden geçti,mutluluğuna neden engel
koyuyorsun

-Elif: ya onun gibiyse o da,ya oda beni...

-Sultan: eğer öyle bir şey olursa onun canına okuyacağımızı
biliyorsun dimi,üzme artık kendini,bak Deniz'de seni seviyor

-Elif: neyse benim çok işim var havaalanında görüşürüz

Sultan telefonu kapattıktan sonra
"bu böyle olmaz bir şeyler yapmam gerek" der

-Sultan: Alo Emre,akşam müsait misin?

-Emre: Müsait'im hayırdır?

-Sultan: seninle konuşmam gerek,Deniz ve Elif hakkında

-Emre: Deniz Elif'i seviyor ama şuan belli etmesede acı çekiyor

-Sultan: Elif de aynı durumda,buluşup konuşmalıyız

-Emre: tamam akşam görüşelim bir hal çare düşünelim


Akşam...


-Emre: peki ne yapacağız,Elif gerçekten seni sevmiyorum
seni kurtarmak için medya önünde öyle dedim demiş
Deniz de hali ile inanmış,üstüne üstelik bir de bir adamla
el ele görmüş onu

-Sultan: o işin aslı öyle değil,o gördüğü adam oyuncuydu

-Emre: nasıl yani?

-Sultan: dinle anlatıyorum...

Sultan olan biteni anlatmıştır Emre'ye ve her şeyin
bir yanlış anlaşılmadan ibaret olduğu açığa çıkmıştır

-Emre: o zaman bunu Deniz'e anlatmalıyız,bilmeli

-Sultan: anlatalım,yarın sabah konuşalım her şeyi bilsin
ne yapacağına da kendi karar versin


Sabah...

Emre ve Sultan sabah erkenden Deniz'in evine giderler
her şeyi anlatırlar

-Sultan: işte böyle,zaten bunu öğrenince o da çok öfkelendi
sonra bende kendimi tutamayıp eskiyi hatırlatınca
sana kalbinden geçenlerin tam tersini söylemiş

-Deniz: peki neden beni test etme gereği duydun anlamadığım bu

-Sultan: çünkü bir daha o acıyı yaşamasını istemedim

-Deniz: ne o acı? şu işin aslını bir anlatırmısın bana?

-Sultan: 2 yıl önce,Elif çok sevdi birini,o da Elif'i çok 
sevdi diye üşünürken,her şey çok güzel gidiyorken...
o alçak düğün günü nikah masasında Elif'i terk etti ve
Elif'in yüzüne yüzüne onu sevmediğini başka birine aşık
olduğunu,Elif ile asla evlenmek istemediğini onu sık boğaz 
ettiğini ve daha fazlasını söyledi,Elif'in kalbini çok kırdı
ve Elif'i mahfetti,aylarca Elif yemeden içmeden kesildi bu 
hayal kırıklığı yüzünden,bir deri bir kemik kaldı,ruh gibiydi
zor toparladık onu,Ayla ablanın yardımı ile,
seninde onu terk etmesinden Altan gibi yapacağından
korktuğu için kalbinin sesini dinlememiş ve seni sevdiği halde
bunu haykıramamış

-Emre: bundan sonrası sende,artık her şeyi öğrendin

-Deniz: gerçekten bu kadar şeye nasıl dayanmış,
benim o adam gibi olduğumu nasıl düşünür,ben onu
asla terk etmem 

-Sultan: yaşadıkları yüzünden böyle düşünüyor,
yarın biz gitmeden önce onunla konuşmalısın

-Deniz: nereye gitmeden evvel?

-Sultan: Arkadaşımızın kızının doğum günü için 1 haftalığına
Güney Kore'ye gidiyoruz,eğer konuşacaksan bugün konuşmalısın

-Deniz: Sultan senden bir iyilik isteyeceğim...

Deniz 1 saat sonra gizli yerinde Elif'i beklemeye başlar
Sultan zorla Deniz'in istediği yere getirir Elif'i

-Elif: neden getirdin beni buraya neler oluyor neyin peşindesin
Sultan?

-Sultan: Deniz her şeyi biliyor,şimdi git oraya ve konuşun

Sultan Elif ve Deniz'i buluşturup oradan ayrılır

-Deniz: Elif beni dinlemelisin

-Elif: dinleyecek bir şey yok,işim var gitmem gerek

-Deniz: bu sefer kaçamazsın,her şeyi ve bunu neden yaptığını
biliyorum.

-Elif: sen hiç bir şey bilmiyorsun,bırak beni

Deniz Elif'in elini elini tutup kalbine koyar

-Deniz: kalbimin sesini dinle,duymuyor musun senin için
nasıl attığını? Elif ben seni düğün günü terkeden o adam
gibi değilim,ben seni asla terk etmem

-Elif: büyük konuşma,o da öyle diyordu

-Deniz: bana güvenmeyi deneyemezmisin,ben o adam gibi değilim
kalbim patlarcasına senin için atıyor neden anlamıyorsun
Elif ben seni seviyorum

Deniz ellerini Elif'in yüzünün arasına alır ve gözlerine bakar

-Deniz: bak lütfen bize bir şans ver,seni sevdiğimi
sana göstermeme izin ver,neler çektiklerini anlayabiliyorum
ama herkes aynı değildir,bu bir oyun değil gerçek
tıpkı sen ve ben gibi biz gibi

-Elif: korkuyorum

-Deniz: Korkma bitenem korkma,ben her zaman yanında olacağım,
zaten sana eğer ki bir yanlış yaparsam kızların gözlerimi
oyacağını biliyorum,o riski göze alamam :)

Deniz Elif'i güldürmüştür ve ona sarılır,Deniz'in elini tutup
kalbine koyar " kalbimin sesini dinle" der

-Deniz: bu arda demek yarın Güney Kore yolcususun
gitmesen olmaz mı? özleyeceğim seni çünkü

-Elif: olmaz çünkü arkadaşımın kızının doğum günü için gidiyorum.

Deniz ve Elif saatlerce sohbet ettikten sonra
Deniz Elif'i evine bırakır,kendiside şirkete gider...

Ertesi sabah Deniz Sultan ve Elif'i havaalanından yolcu eder.


Güney Kore...

Ebru ve Bada havalanına giderler ve Sultan ile Elif'i
karşılarlar,Bada onları görür görmez hemen koşar ve
onlara sarılır,kızlar otelde kalacaklarını söyleselerde Ebru buna
asla izin vermez ve kızları alıp eve giderler
hasret giderirler

-Ebru: Elif,bana bak sen neden durup durup gülümsüyorsun?

-Sultan: aşık da kendisi biliyorsun

-Ebru: hadi canım,Sultan'ın testinden geçti mi Deniz?

-Elif: evet geçti,hiç bir sır kalmadı artık

-Ebru: Sultan iyice emin oldun mu? bak buda öyle bir şey 
yapmaya kalkarsa Donghae bile bu işe el atar söyleyeyim

-Sultan: merak etmeee,eminim,hem Ayla abla ile de konuştum
o da kefil Deniz'e,bizden önce Ayla abla mahfeder onu.

-Bada: anne Sultan teyzem ve Elif teyzem bugece buradamı
uyuyacaklar?

-Ebru: evet güzel kızım,senin doğum günü partin için
geldiler

-Sultan: Bada'cım hani bana abla diyecektin teyze demeyiyecektin,
tamam teyzenim ama sakın kimsenin yanında bana teyze deme olurmu kuzum?

-Elif: hahahahaaaa ya Sultan hahahahaa,Bada sen teyze de Sultan
teyzenede banada,bu arada bir hafta buradayız yani hemen
gitmiyoruz,seninle çok oyun oynayacağız

-Bada: yaşasın

-Sultan: söyle bakalım en çok hangimizi özledin

-Bada: teyzecim sen bilmiyormusun ben ikinizide çooooook seviyorum
ve ikinizide çooook özlüyorum,bu soruyu bana neden soruyorsun

-Elif: oyyy Ebru bu cimcime ne kadar bilmiş olmuş böyle
hahahahaaa

-Sultan: kime çekmiş acaba...

-Ebru: Sultaaaan. kızlar iyiki geldiniz çok özlemişim sizi
açmısınız,harika Türk yemekleri yaptım

-Elif: Donghae'yi alıştırdın mı sonunda Türk yemeklerine? :))

-Sultan: aç değiliz,bu arada hele bir alışmasın,
Türk kızı aldı,hemde Samsunlu

-Ebru: alıştı alıştı,kebab'dan başka Türk yiyecekleride yiyiyor
artık,sarma,biber dolması,hünkar beğendi,kuru fasulye pilav vs
yiyiyor

kızlar sohbet ederken Donghae gelir,birlikte sofra kurup yemek yerler
Bada ile oynarlar,ara ara Elif kalkıp başka odaya gider
Deniz ile sık sık konuşur

-Sultan: bu arada 8.albümünüz play hayırlı uğurlu olsun Donghae

-Donghae: sağol Sultan,beğendiniz mi albümü?

-Sultan: bunu hakaret sayarım,Super Junior'un hangi albümü
beğenilmeyecek ki bunuda beğenmeyelim,bayıldık yine
harika bir iş çıkartmışsınız

-Elif: amaaa benim albümde favori şarkım,kabime dokunan
şarkı one more chance

-Sultan: kesinlikle öyle,sen yazdın diye demiyoruz bak bunu
gerçekten hislerini dinleyiciye aktarmışsın

-Donghae: teşekkür ederim kızlar,bunları sizden duymak çok güzel
elimizden geleni yaptık

-Ebru: imzalayıp verirsin artık hayatım

-Elif: buna gerek yok tüm üyelerin imzalı bir albümü var zaten
Sultan'da da bende de :)

-Donghae: nasıl yani? ne zaman imzaladık?

-Elif: geçen sefer Güney Kore'ye geldiğimde baya bir uğraştım çünkü
:D uzun hikaye,yanlız o Siwon yokmu o Siwon :D

-Donghae: ne yaptı? yanlış bir şey mi yaptı?

-Sultan: benim yüzümden şirketinize sızdı Elif,ve Siwon'dan albüme
imza alabilmek için baya uğraştı,başkanınızla bile konuştu
size sponsor olmayı falan teklif etti,dahası Siwon biraz kaba
davranmış Elif'e çünkü onu muhabir falan sanmış

-Elif: ama Siwon beni tanımasada,ben onu tanıdığım için
haklı görüyorum anlıyorum onu bu yüzden kızmadım

-Donghae: hayatım bunu bana neden anlatmadın? alırdım Siwon'un
ifadesini

-Ebru: hayatım kızlar istemedi söylememi,kızlar çay kurabiye börek
alın bak bitecek bunlar sizin için bir sürü şey yaptım

-Sultan: diyeti bozduracaksın illa yani

-Ebru: valla kırk yılda bir geliyorsunuz diyet miyet anlamam

1 hafta sonra...
Doğum günü günü...

Ebru,Elif ve Sultan'ın yardımı ile Bada'nın doğum günü party'sini
hazırlarlar,Donghae Super Junior'ın diğer üyeleri ile birlikte
hazırlıklara yardıma geleceklerini söyledikleri halde
yoğun programları buna izin vermemiştir ve akşama kadar
şirkette çalışıp durmuşlardır,
Bada yeni yaşına girerken tüm sevdikleri bu sefer yanındadır
bu yüzden çok mutludur,Elif Bada'ya hazırladığı elbiseyi doğum
gününde giysin diye Bada'ya verir ve Ebru Bada'ya elbiseyi giydirir,
Bada çok ama çok mutlu olur çünkü masallarda ki periler prensesler
gibi olmuştur

Ebru'nun bir kaç gündür midesi bulanıyordur
ama üşüttüm herhalde diye önemsememiştir
ama bunu farkeden kızlar bir gün önce doktora 
giderler ve test yaptırtırlar Ebru'ya

akşam olmuştur herkes çok eğleniyordur özellikle doğum günü
prensesi Bada

-Bada: Heechul amca Prenses Anna'mı daha güzel ben mi?

-Heechul: hmm bir düşünelim bakalım

-Bada: amca bugün benim doğum günüm dikkatli düşün

-Donghae: hahahahaaaa Heechul hyung(abi) dikkatli cevap ver
kızgın prensese dönüştürme kızımı

-Heechul: Sen Anna'dan daha güzel bir prensessin

-Bada: teşekkür ederim,sende en sevdiğim amcalarımdan
yıldız amcamsın

Heechul ve diğer üyeler Bada'nın bu konuşmalarına gülerlerken
Siwon ve Sultan yakınlaşmaya bakışmaya başlamışlardır
(hint dizilerinde olan rabba veee rüzgarı gibi hafif rüzgarlar
esiyordur)

Bada'nın pastası kesilir yenir içilir sohbet edilir Bada arkadaşları
ile güzel güzel oynar harika vakit geçirirken Ebru'ya
bir telefon gelir,telefonla konuşur sonra kızların
yanına döner onların kulağına bir şeyler söyler

-Elif: çok sevindim canım

-Sultan: bunu hemen Donghae'ye söylemelisin

-Ebru: şimdi mi?

-Sultan: evet şimdi,koş bu haberi duyduğunda ki tepkisini çok
merak ediyorum,hahahha ay çok eğlenceli

Ebru Donghae'nin yanına gider elinden tutar ve onu
bir köşeye çeker

-Donghae: aşkım bir şey mi oldu?

-Ebru: aslında evet oldu,sakin kalacağını söz ver söyleyeceğim

-Donghae: korkutma beni Ebru ne oldu söyle

-Ebru: bir kaç gündür hasta gibiydim ve doktora gittim

-Donghae: ne! neden bana söylemedin? neyin var? bir yerin mi
ağrıyor? doktor ne dedi?

-Ebru: aşkım,Donghae'm,sakin ol bir şeyim yok,iyiyim,aslında bir
şey var ama senin sandığın gibi bir hastalık değil

-Donghae: ne var söyle artık

Ebru Donghae'nin elini alır kendi karnına koyar,
Donghae şaşkın şaşkın baka kalır

-Ebru: ikinci kez baba oluyorsun,hamileyim aşkım,
Bada'ya bir kardeş geliyor

Donghae bir süre tepkisiz kalır ve sonra ağzından
"Allaaaaaaaah,baba oluyorum yine babaaaaa" diye
bağırmaya başlar,Ebru Donghae'yi sakinleştirmeye çalışır çünkü
Bada doğum gününde eğer bu haberi duyarsa kıskançlık yapabilir
diye düşünür,Bada arkadaşlarıyla oyun alanında oyun oynarken
Donghae Ebru'yu kucaklar ve döndürmeye başlar
sonra davetlilerin yanına gelir ve müjdeli haberi herkese
verirler,herkes tebrik eder.
gün bitiminde Elif Donghae'nin tekrar baba olacağını
ve nasıl mutlu olduğunu Deniz'e anlatır

"Belki ilerde bizimde bir çocuğumuz olur" der Deniz.

"Bunun için önce evlenme teklifi almam gerektir belki kim bilir" der
Elif.

"Belki o gün çok yakındır,hiç beklemediğin bir anda gerçekleşebilir
kim bilir" der Deniz,ve ikiside gülerler

" Yakında görüşürüz aşkım,seni seviyorum" (Elif)

"Kalbimin sesini dinle ve hep benimle aşkla kal sevgilim,
seni seviyorum"( Deniz )

                           SON 


Beğenseniz de Beğenmeseniz de lütfen yorumlarınızı eksik eymeyin,okuyan tüm okuyucularıma teşekkür ederim... :)